Beykoz Belediyesi’nde sular durulmuyor.
Son günlerde kamuoyunun dikkatini çeken tartışmaların odağında ise eski Başkan Yardımcısı Turgay Sucuoğlu, Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in eşi Firdevs Köseler ve Başkanvekili Özlem Vural Gürzel var.
Belediye yönetiminde yaşanan bazı gelişmeler, halk arasında “üvey evlat” muamelesi tartışmasını yeniden alevlendirdi. Özellikle Nevzat Cebeci’nin konumu, “Acaba dışlanan ya da yeterince sahiplenilmeyen biri mi?” sorularını beraberinde getirdi. Bu sorular henüz cevap bulamamışken, kamuoyunu sarsan bir başka sessizlik daha dikkat çekiyor: Turgay Sucuoğlu’nun küfür ve tehdit içeren sözlerine karşı neden hiçbir Kastamonu'lu dernekleri açık bir duruş sergilemedi?
Firdevs Köseler’e Küfür Edilirken Sessizlik Neden?
Alaattin Köseler’in eşi Firdevs Köseler’e yönelik ağır sözler ve küfürler duyulmasına rağmen, Kastamonu Derneklerinin içinden hiçbir resmi kınama ya da açıklama yapılmadı.Söz konusu kişi Başkan’ın eşi olmasına rağmen yapılan saldırılara karşı bir refleks gösterilmemesi, kamuoyunda “aileye saygı, kadına saygı” kavramlarının ne kadar içselleştirildiği konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.
Başkanvekili Özlem Vural Gürzel’e Yönelik Hakaretlere de Sessiz Kalındı
Olay burada da bitmedi. Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel’e açıkça hakaret ve tehdit içeren ifadeler kamuoyuna yansıdı. Buna rağmen Belediye Meclisi’nden veya yetkili kurumlardan kamuoyunu tatmin edecek net bir kınama ya da disiplin süreci başlatılmadı. Kastamonu Dernekleri sessiz kaldı, kınama yapmadı.
Kadınların toplumdaki yeri ve onuru bu kadar kolay hedef haline getirilebiliyor mu?
Bu tavır, Cumhuriyetin temel değerleriyle, kadın haklarıyla ve toplumsal adaletle çelişen bir zafiyet olarak okunuyor. Hele ki, Başkanvekilliği gibi ciddi bir sorumluluk taşıyan bir kadına karşı bu dil kullanılıyorsa, suskunluk sadece bir zayıflık değil, aynı zamanda suç ortaklığı olarak da algılanabilir.
Kastamonu’nun Değerleri Bu Sessizliği Kabul Eder mi?
Kastamonu; Milli Mücadele’nin kalbidir. Şerife Bacı gibi efsaneleşmiş kadın kahramanların çıktığı bu topraklar, hem milliyetçi hem muhafazakâr değerleriyle bilinir. Bu toplum, vatanına, dinine ve kadın onuruna saygıyı en temel önceliği olarak görür.
Ancak bugün Kastamonulu olduğunu söyleyen kimi çevrelerin, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e dil uzatan, kadınlara hakaret eden bir şahsa sessiz kalması, hatta destek vermeye devam etmesi akıllarda soru işareti bırakıyor.
Kastamonulular, bu sessizliği hak ediyor mu? Yoksa değerlerini savunmakta gecikiyor mu?
Ya Değerlerimizi Hatırlayacağız, Ya Sessizliğe Mahkum Olacağız
Toplumu bir arada tutan temel değerler; adalet, saygı, kadın onuru ve inançlara bağlılıktır. Eğer bu değerlere küfür edilirken sessiz kalınıyorsa, sessizlikten doğacak sonuçlar da hepimizi etkileyecektir. Beykoz halkı, bu gelişmeleri sadece izlemekle kalmamalı, gereken tepkiyi demokratik yollarla göstermelidir.
KAS-DER Beykoz Şube Başkanının yaptığı Sucuoğlu savunmasını, kadınlara yapılan 'hakaret ve küfürlere' karşı kınaması da olacak mı?
Sucuoğlu için yaptığı bir sayfalık savunmada Nevzat Cebeci için ise son satırda yazmak için yazılması ne kadar inandırıcı gelir, Kastamonulular bunu yer mi bilinmez.
Çünkü bu artık sadece bir siyasi mesele değil; bu, ahlaki bir sınavdır.