Beykoz siyasetinde son yılların değil, belki de son yirmi yılın en çok konuşulan ismi: Muhammed Hanefi Dilmaç.

Bugün kahvede oturup siyaset konuşan da, cami çıkışında sohbet eden de, çarşıda esnafın kapısını çalan da aynı şeyi söylüyor:

“AK Parti Dilmaç’la vardı, Dilmaç’la güçlüydü.”

31 Mart 2024 yerel seçimleri, sadece bir seçim değil, aynı zamanda Beykoz’un siyasi hafızasında derin bir kırılma noktası oldu.

AK Parti, yirmi yıldır aralıksız yönettiği Beykoz’u kaybetti.

Peki neden?

Sokaktaki vatandaşın cevabı net:

“Çünkü Hanefi Dilmaç aday gösterilmedi.”

Oysa Dilmaç, aday adaylığını açıkladığında Beykoz’un her kesiminde büyük bir heyecan yaratmıştı.

Teşkilatın içinden gelen, ilçenin her mahallesini bilen, sokağın dilini konuşan bir isimdi.

Ama partinin tercih ettiği isim Murat Aydın olunca, o heyecan yerini kırgınlığa ve belirsizliğe bıraktı.

Bugün geriye dönüp bakan herkes aynı kanaatte:

Eğer Dilmaç aday olsaydı, AK Parti Beykoz’u güle oynaya en az 30 bin farkla seçimi alırdı.

Bu sadece AK Parti tabanının değil, muhalefet seçmeninin bile dillendirdiği bir gerçek.

Çünkü Hanefi Dilmaç, siyasi kimliğinden önce hizmet adamı kimliğiyle tanındı.

Kendisini makamla değil, milletiyle var eden bir isim oldu.

ÇAVUŞBAŞI'NDAN BEYKOZ'A UZANAN HİZMET YOLU

Hanefi Dilmaç’ın siyaset sahnesine çıkışı Çavuşbaşı Belde Belediyesi dönemine dayanır.

O yıllarda genç bir belediye başkanı olarak, Çavuşbaşı’nı çehresiyle, altyapısıyla, hizmet anlayışıyla beldesinin sevilen ismi oldu.

Ama onun en büyük vizyonu, sadece bir beldeyi yönetmek değil; Beykoz’un geleceğini şekillendirmekti.

Dilmaç, o dönemde alınan stratejik bir kararla Çavuşbaşı’nı Beykoz’a bağlayarak, Beykoz’da AK Parti bayrağının uzun yıllar boyunca dalgalanmasının mimarı oldu.

Sonrasında Beykoz Belediyesi’nde başkan yardımcılığı görevine getirildi.

O dönemde makam odasında oturmak yerine Beykoz sokaklarında, mahallelerde, köylerde, derneklerde, cami avlularında görüldü.

Kim derdini anlatsa, o derdi kendi derdi bildi.

Kimi zaman bir öğrencinin burs sorunuyla, kimi zaman yaşlı bir vatandaşın ev ihtiyacıyla ilgilendi.

Belediyecilik gönül işidir” sözü, onun dilinde değil, icraatında karşılık buldu.

İLÇE BAŞKANLIĞIYLA GELEN KURUMSAL KİMLİK

Belediye başkan yardımcılığından sonra Hanefi Dilmaç, AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığı görevini üstlendi.

Göreve geldiği gün teşkilatta yeni bir sayfa açıldı.

Dağınık yapı yerini kurumsal bir kimliğe, güçlü bir organizasyona bıraktı.

O dönemde parti binası sadece toplantıların yapıldığı bir yer olmaktan çıktı; halkın derdini anlattığı, çözüm aradığı bir merkez haline getirdi.

Dilmaç, teşkilatın dilini “ben”den “biz”e çevirdi.

AK Parti’nin Beykoz’daki tüm seçim başarılarının temelinde onun teşkilat disiplini, saha hâkimiyeti ve insan ilişkilerindeki samimiyeti vardı.

Onun döneminde AK Parti, Beykoz’da sadece bir siyasi parti değil, bir gönül hareketi haline geldi. Kendisinden önce görev yapan tüm teşkilat mensuplarını da onure etmeyi de unutmadı. Kocaman bir aile olmanın önemini her zaman hatırlattı ve teşkilat mensuplarına görevi ne olursa olsun teşekkür etmeyi üzerinde bir borç bildi.

BEYKOZ'UN VİCDANI

Hanefi Dilmaç, siyaseti kişisel çıkar üzerinden değil, milletin selameti üzerinden yaptı.

Onun için Beykoz, sadece bir ilçe değil; bir sevda, bir emanet, bir dava idi.

Bugün Beykoz’da hangi kahveye oturursanız oturun, mutlaka bir kişi çıkar ve der ki:

“Dilmaç olsaydı böyle olmazdı.”

Bu söz bir temenni değil, halkın iç sesi, halkın vicdanıdır.

Beykoz’da siyaset yeniden şekillenecekse, AK Parti’nin 2029’da yeniden güçlü bir dönüş yapacaksa; o dönüşün adı, adresi ve ruhu bellidir:

Hanefi Dilmaç.

Çünkü herkesin dilinde aynı cümle yankılanıyor:

AK Parti Dilmaç’mış, Dilmaç AK Parti’ymiş.

Birbirinden ayrı düşünülemeyen, birbirini tamamlayan iki kelime gibi.

Biri yoksa, diğeri eksik kalıyor.