Güç denince çoğumuzun zihninde önce dışa dönük imgeler belirir: yüksek sesler, ağır sözler, sert duruşlar, kazanılan tartışmalar, boyun eğdirilen insanlar, kontrol edilen olaylar...

Oysa gerçek güç sessizdir. Gürültüye ihtiyaç duymaz. Ne alkış ister ne de korku salar. Gerçek güç, insanın kendi kendisine yetebilmesi, içinden geçeni yönetebilmesi, kendi karanlığına hükmedebilmesidir.

Güç, bir başkasını bastırmak değil, kendini taşırabilmektir.
Güç, karşısındakini alt etmek değil, kendi içindeki fırtınaya karşı dimdik durabilmektir.
Güç, zarar vermek değil, iyiliği her şeye rağmen seçebilmektir.

Bugün birçok kişi güç adı altında zarar veriyor. Oysa can yakmak, yıkmak, bastırmak; öfkenin, korkunun ve zayıflığın kılığına bürünmüş hâlleridir. Gerçek güç sahibi insan, bunlara tenezzül etmez. Çünkü o bilir: yok etmek en kolay, yaşatmak en zor olan şeydir.

Güç, yumuşaklığı koruyabilmektir kırılmadan.
Güç, merhamet gösterebilmek ve yine de sınır çizebilmektir.
Güç, güzelliği taşıyabilmek, güzelliği koruyabilmek ve güzellik katabilmektir.

En zor olanı budur:
Acı çektiğinde taş kesilmemek.
Yaralandığında zehirlenmemek.
Aldatıldığında, aşağılandığında, yalnız bırakıldığında yine de insan kalabilmek.

Kendine yetmek, başkalarının onayına ya da varlığına bağlı olmadan yaşayabilmek… İşte asıl güç budur. Çünkü bu güç dışardan değil, içeriden gelir. Hiçbir koşulun, hiçbir kişinin elinden alamayacağı bir güçtür bu. İrade gücüdür, bilinçli seçim gücüdür.

Bize öğretilen “güç” kavramı, çoğu zaman egemenlikle karıştırıldı. Güçlü olmak için güçlü görünmek gerektiği söylendi. Zayıf olmamak için sertleşmemiz istendi. Oysa sert olan kırılır. Gerçekten güçlü olan ise eğilip bükülse de dağılmadan kalandır.

Güç, kendini tanımaktır. Kendini tanıyan insan, başkasını yok etme ihtiyacı duymaz.
Güç, kendine hükmedebilmektir. Kendine hükmeden insan, başkasını yönetmeye ihtiyaç duymaz.
Güç, sevgiyi sürdürebilmektir. Sevgiyi sürdüren insan, sevgisizlikle savaşmak zorunda kalmaz.

Ve belki de en çok bu yüzden;
Gerçek güç, güzellikle barınabilme, güzellik katabilme ve güzellik yaratabilme yetisidir.

Dünyaya daha çok güçlü insan gerek.
Ama gerçek anlamda güçlü…
Sakince yürüyen, derinden hisseden, onarıcı olan, bilinçle hareket eden…

Güç, bir tokat gibi değil, bir dokunuş gibi var olmalı.
Yıkan değil, yapan…
Korkutan değil, uyandıran…
Sömüren değil, besleyen…

Ve en çok da:
Sevgiyi koruyabilen…