Beykozlular ona Bizim Ali derlerdi…

Bizim Ali...

Ne kadar samimi bir hitap…

Saran sarmalayan...

Bizim Ali…

Beykoz’umuzun seçilmiş ilk belediye başkanı…

Sonrasında Şevket Arıkan ile başlayan süreçte -Köseler’i saymazsak- Beykoz’daki Belediye Başkanlığı seçimlerinde, daima adayların nereli olduğu, nerede doğduğu veya aslen hangi ilin, ilçenin kökeninden geldiği ilk sıraya konuldu, sorgulandı…

Beykoz’u tanıyıp tanımadığı, sorunlarımızı bilip bilmediği, bu sorunları çözecek projelerinin olup olmadığı çok da nazar-ı dikkate alınmadı...

Hatta biz Beykozlularda öyle bir algı oluşturuldu ki; siyasi partilerin açıkladığı meclis üyesi listelerinde yer alan adayların bile aranan vasıflarında birinci öncelik, adayın hangi yörenin temsilcisi olduğuydu…

Vay listede, Kastamonulu hiç yok, bak bizim listede Ardahanlılar daha çok, bizim başkan Giresunlu, sizin başkan Rizeli, Beykoz’u Giresunlular yönetecek/yönetiyor düşünceleri, kahvelerdeki sohbetlerin ana konusu oldu, olmaya da devam ediyor…

Eğer bu düşünce doğruysa, son yerel seçimlerde seçilen belediye başkanımızın Giresun kökenli olması, onun Beykoz’un dışından gelen birinin yaşayacağı dezavantajı ortadan kaldırıp, Beykoz’da yaşayan Giresun kökenli hemşerilerinin parti gözetmeksizin attıkları oyların açılan sandıklardan tabir-i caiz ise tulum çıkmasının sebebidir…

Mesela konuya şöyle yaklaşsak;

Seçilen belediye başkanı Diyarbakır kökenli olsaydı veyahut da Edirne doğumlu…

Seçimi kazanabilir miydi?

Yerel yönetimlerde Şevket Arıkan’ın seçilmesiyle Beykoz’da başlayan bu algının, aradan geçen 20 küsur yıla karşın devam ettiğini kabul edersek, önümüzdeki yerel seçimlerde Şerife Bacı’nın torunlarının sırasının geldiğini de kabul etmeliyiz…

Ne diyelim…

Bizim Ali’den, Şerife Bacı’nın torunlarına…

Var mı itirazı olan?