Hızlı şehirleşme ,yerel kamusal hizmetlere olan taleplerin artması ,kısıtlı mali kaynaklar ve buna birde kötü mali yönetim eklenince yerel kamusal hizmetlerin üretilmesi sürecinde önemli sorunların ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Mevcut kaynakların optimal ölçüde istenen düzeyde kullanılamaması belediyelerin bir borç sarmalına girmesine neden olmaktadır.

Hızla artan altyapı yatırımları talebi için kaynak yaratmada karşılaştıkları sorunlar kötü mali yönetim ile birleştiğinde belediyelerin yapısında bozulma ve borç stokundaki artış kaçınılmaz hale gelmektedir.

AK parti yönetimindeki İBB’nin yaşadığı mali sonucun nedeni budur. .

31 Aralık 2018 itibariyle İBB’nin borcu 20 milyar 214 milyon 629 bin 170 liradır. İBB’nin mali borçları gelirlerinden daha fazla olan bir kurum haline dönüşmüştür. Hızlı ve plansız borçlanma sonucu İBB’nin borcu gelirini aşmıştır.

2014 yılında 6 milyar 56 milyon 585 bin 150 lira olan borç stoku 2018 yılında 20 milyarı bulmuştur. Borçlanmanın hızla artmasına rağmen başta metro olmak üzere büyük altyapı inşaatlarında ciddi bir ilerlemenin sağlanamaması önemli bir sorundur.

2018 borcunun İstanbul’da yaşayan kişi başına düşen borçlanma kısmı 1263 lira 41 kuruştur..

Her İstanbullu İBB borcundan dolayı bu kadar borçludur. 2014 Yılında bu tutar 421 lira 26 kuruştu.

  

Yıllar içinde kötü mali yönetim nedeniyle artan bütçe açıkları 2018 yılı sonu itibariyle İBB bütçesinin sarsacak boyutlara gelmiştir. Çok geçmişe gitmeden bakalım 2014 yılındaki bütçe açığı 216 milyon 816 bin iken 2018 yılında 3 milyar 723 milyona ulaşmıştır. Son 5 yılda oluşan bütçe açığı 17 kat artmıştır. Bu başarısız mali yönetiminin fotoğraflarından sadece biridir.

Gelir ve giderlerin arasındaki denge ,mali yapının sağlıklı işlemesinin başlıca göstergelerinden biridir.

Borçların ödenmesi için yapılan faiz harcamaları, topluma hizmet vermek için kullanılması gereken kaynaklarda azalışa neden olmaktadır. AK parti belediye idarelerinin hizmet üretememesinin nedeni budur.. Yanlış mali yönetim nedeni ile kaynaklarımız faize gitmiştir.

Kişi başına bütçe açığı oranına baktığımızda ,

2018 yılında 232,69 lira

2014 yılında ise 15,08 lira

Bütçe açığının İstanbul’da yaşayan kişi başına düşen kısmı yaklaşık 15 kat artmıştır.

Bütçe açığı kapatmak için yapılan borçlanmalar faiz ödemesini de beraberinde getirmektedir. Ülke olarak derin bir ekonomik krizin ortasındayız. Çok ciddi borcu bulunan İBB’nin ekonomik krizden etkilenmemesi mümkün değil.

Borcun bütçeye etkisini faiz giderlerindeki artışları inceleyerek görebiliyoruz.

Ödenen faizlerdeki artış 2014 Yılına göre 2018 yılında yaklaşık 3,5 kat artmıştır.2018 yılında ödenen faiz gideri 436 milyon 609 bin 589 lira olmuştur. Bu rakam İstanbul’da 23 ilçenin bütçesinden fazladır.

2019 yılında bütçede yerini bulan faiz ödemesi 1 milyar 114 milyon 507 bin liradır. Bütçe açıklarını borçla finanse eden İBB’nin faiz giderleri otopark yapımına ayrılan tutarın yaklaşık 20 katıdır. Örneğin 2019 bütçesine göre personel gideri 1 milyar 400 milyon lira fakat faiz gideri 1 milyar 114 milyon lira, başka bir örnek sosyal yardımların 2 katı kadar faiz gideri bütçelenmiştir.

Buna benzer kıyaslamalar elbette çoğaltılabilir.

Gelirden fazla borçlanma var .Bütçe açığı borçlanma ile kapatılmaya çalışılıyor ve dolayısıyla ağır bir faiz yükü ile karşı karşıya olan İBB var. Geçmiş yanlış politikaların sonucudur bu.. Mali yönetimdeki beceriksizliğin sonucudur bunlar.. Borç yükünü hafife alıp borcun sadece sermaye gelirleri ile kapatılabileceğini düşünen anlayışa sahiplerdir bunlar..…Bu anlayıştır ki özelleştirme adı altında gelirler toplayacağını düşünüp fabrikaları değerinin altında haraç mezat satanlardır…Ekonomiyi düze çıkartamayıp dibe vurduğunda merkez bankasının ihtiyaç akçesinden dahi medet bulan anlayıştır bu…. Yerelde ise İBB’yi mali olarak getirdikleri durum açıkça görülmektedir.

Sermaye gelirleri demişken,

İBB bilançosunda yer alması gereken taşınmazlara ilişkin envanterini dahi geçmişte oluşturamamıştır. Nerde hangi taşınmaz var öyle bir liste dahi yok ..Neyi satıyorsunuz ..2015 ve 2016 yıllarında sayıştay denetim raporunda soruldu bu cevap yok ..en son 2017 sayıştay raporunda soruldu liste yok..Taşınmazları dahi listelenemeyen İBB bilançosu nasıl denkliği sağlamıştır.. İBB’nin bilançosu doğru değildir…

2019 yılında bütçede yerini bulan faiz ödemesi 1 milyar 114 milyon 507 bin liradır. Bütçe açıklarını borçla finanse eden İBB’nin faiz giderleri otopark yapımına ayrılan tutarın yaklaşık 20 katıdır. Örneğin 2019 bütçesine göre personel gideri 1 milyar 400 milyon lira fakat faiz gideri 1 milyar 114 milyon lira, başka bir örnek sosyal yardımların 2 katı kadar faiz gideri bütçelenmiştir.

Buna benzer kıyaslamalar elbette çoğaltılabilir.

Gelirden fazla borçlanma var .Bütçe açığı borçlanma ile kapatılmaya çalışılıyor ve dolayısıyla ağır bir faiz yükü ile karşı karşıya olan İBB var. Geçmiş yanlış politikaların sonucudur bu.. Mali yönetimdeki beceriksizliğin sonucudur bunlar.. Borç yükünü hafife alıp borcun sadece sermaye gelirleri ile kapatılabileceğini düşünen anlayışa sahiplerdir bunlar..…Bu anlayıştır ki özelleştirme adı altında gelirler toplayacağını düşünüp fabrikaları değerinin altında haraç mezat satanlardır…Ekonomiyi düze çıkartamayıp dibe vurduğunda merkez bankasının ihtiyaç akçesinden dahi medet bulan anlayıştır bu…. Yerelde ise İBB’yi mali olarak getirdikleri durum açıkça görülmektedir.

Bütçe gelirlerinin %26.10 oranında artmasının en önemli nedenlerinden biri sermaye gelirleri ile diğer gelirlerinin 2017 yılına kıyasla artmasıdır.

Sermaye gelirleri 2014 yılına göre 2018 yılında yaklaşık 19 kat arttı. Aynı dönemlerde borç taki yaklaşık 3,5 kat katlık artış engellenememiştir.

Sermaye gelirlerinin ilk altı ayda yaklaşık 215 milyon iken yılın son yarısında 6 ayda 2 milyar 721 milyon 850 bin liraya ulaştı.Bu artışın en önemli nednelerinden ikisi İGDAŞ VE KİPTAŞ’a yapılan satıştır.Finansman sağlamak amaçlı yapılan satışlardır bunlar..

İBB’nin mali tablolarında görüldüğü üzere borçlanmalar artık limitleri zorluyor,faiz ödemeleri artıyor,sermaye gelirlerinin önceki dönemlere kıyasla artmasına rağmen borçlanmadaki yükselişe engel olamamıştır.Ak partili mali yönetimi anlayışı , İBB’yi hatalı yatırımlar ve yüksek borçlanmalar nedeniyle borç ve faiz yükünün altına sokmuştur.

Bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara Haymana'daki mitinginde "belediyelerin çoğu batık , bitik personel maaşını ödeyemiyor…” diyerek itiraf etmişti.

Haklıymış…

-