Yalan dünyanın meşgaleleriyle oyalanırken, makam mevkilerin gelip geçici olduğunun bilinciyle, arkamızda “Hoş Bir Sada Bırakmaktır” önemli olan...

Tıpkı Muhsin Yazıcıoğlu gibi hayatı örnek alınması gereken müstesna bir şahsiyetin hayatı gibi...

Çünkü, kişinin asalet, merhamet, adalet ve hoşgörü duygularını içinde barındırması, asla tesadüf değildir. Ancak "Allah Sevgisi’ni" ruhunda ve kendisinde barındıran kişilerde hasıl olur...

Allah’ın Abdi olabilmek için uğraşı vererek yaşamını idame etmiş olan Yazıcıoğlu, “mü’min kullar”, “ihlaslı kullar”, “sâlih kullar” ve “şükreden kullar” şeklinde övgü ifadelerini kendisinde barındıran kişilerden biri olmuştur.

Özellikle de sarf ettiği: "İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok… !" sözü çok manidardır, tasavvur edebilene...

Amaçları uğruna verdiği mücadele ile geçen yaşamında, çoğu hücre olmak üzere yedi yılını cezaevinde geçiren, idamla yargılanan Yazıcıoğlu’nun “Üşüyorum “ şiiri ruh dünyasını en güzel şekilde anlatmaktadır. Cezaevinden sonra da 12 Eylül askeri darbesini yapanlara ve 12 Eylül rejiminin antidemokratik vesayet yapısıyla da cesurca mücadelesine devam etti.

“Refah Yol Hükümeti’ne” destek ve güvenoyu veren, “28 Şubat Postmodern Darbe Süreci’nde” sarf ettiği, "Namlusunu milletine çevirmiş bir tanka selam durmam" söylemiyle Yazıcıoğlu, 27 Nisan e-muhtırasına da karşı çıkmasıyla da gündeme damgasını vurdu.

Adalet, vefa, mazluma kol kanat geren, sorumluluk bilincine sahip, Allah ve O’nun Peygamberi (s.a.v.) dışında mutlak otorite tanımayan, bilimsizliğe, şekilciliğe karşı çıkan görüşe sahip bir kişiydi.

Ayrıca, "Milli Duygulara, İslami Düşünceye Sahip Olan"

Yazıcıoğlu, siyasi, kültürel ve fikri bakımdan birbirinden ayrılmayan bir düşünceye sahipti. O, her zaman istişareye dayalı, milli ve İslamî bir çizgide, bütün insanlığın kardeşliğini temele alan, adaleti ilke edinen bir siyaseti ideal edindi.

Siyaseti ise bir araç olarak gören, kapitalizm, komünizm ve emperyalizme karşı çıkan Yazıcıoğlu, Allah’ın evrendeki düzenini ve Peygamberimizin Sünnetini örnek alan, rehber edinen yeryüzünde ve ahirette mutlu kılacak temel adalet düşüncesi, O’nun siyaset anlayışını teşkil etmekteydi.

Yazıcıoğlu milliyetçiliğin, herhangi bir ideolojiye bağlı, ırkçı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir öğe olmadığını belirterek; millete ait değerlere göre yol alarak, her kültürü benimseyen, adaletle yöneten anlamındaki ümmetçilik olduğunu söylemiştir. Kültürümüzü, tarihimizi, edebiyatımızı, dinimizi anlayarak, tavizsiz bir şekilde hayatına tatbik etmeye çalıştığı bu değerleri milletimize de benimsetmiştir.

Eleştirmeye dayalı ilmi bir bakış açısı ve derin bir siyaset, tarih ve kültür bilgisinin yanında,

Milli Şairimiz Mehmet Akif’in söylediği: "Asrın İdrakine Kur’an’ı Söyletmek" sözünü hayatında tatbik eden, Batı’yı iyice tanıyarak, bilgiyi üretmeye çalışan bir toplum modelini örnek alan gençlerimizin, milli ve manevi şuurla yetiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Yaşamı boyunca, milletimiz için güzel işler yapmaktan geri kalmayan Yazıcıoğlu, emperyalist güçlerin ülkemizi parçalama emellerine engel olmak için milli, İslami ve sivil bir stratejinin geliştirmesi gerektiğini her vesileyle vurgulamıştır...

Milletimizin kalplerinde ve toplumsal hafızasında önemli bir yer edinen, milli ve muhafazakâr duygularla sürdürdüğü yaşamı boyunca, ideallerin peşinde koşan, hayatını vatanına ve milletine adayan merhum Muhsin Yazıcıoğlu, her sene yapılan etkinliklerde, minnet ve şükranla anılmaktadır.
Editör: TE Bilisim