Geçici bir süreliğine hayatımızın zorunlu bir parçası olmanız sebebiyle, ne yazık ki Beykoz ve Beykoz’a dair tüm söylemlerinizi incelemek durumundayım. Geldiğiniz günden bu yana yakından takipçinizim. Özellikle son söylemlerinize istinaden cevap vermezsem, Beykoz’da temsil ettiğim seçmene haksızlık etmiş olacağımı düşündüm.
“Beykoz’un sorunlarını biliyoruz, çözümü için ne gerekiyorsa yapacağız” demişsiniz.
Dünyanın en kısa ve en komik fıkrası olsa gerek.
Öncelikle Beykoz’un yıllardır bitmek, tükenmek bilmeyen sorunları, sizin gibi Beykoz’a daha yeni adım atmış biri tarafından nasıl analiz edilip çözülecek anlamış değilim. Kaç dönemdir azalma dahi göstermeyen ve hatta artmaya devam eden bu kadar probleme, 1 ay gibi kısa bir sürede aşina olduğunuzu iddia etmeniz ayrıca hayret verici bir durum doğrusu. Sevinerek belirtmek isterim ki, Beykoz’un tepesine adeta bir kara bulut gibi çöktüğünüz gerçeğiyle yüzleşmenize çok az kaldı.
Gelelim ikinci facia olarak ağzınızdan çıkanı kulağınızın duymadığı diğer sözlere;
“Düşmanlarımıza karşı hep birlikte, güçlü olmalıyız.”
Bir kere Beykoz’da doğup, büyümüş ve her türlü zorbalığa, binlerce olumsuzluğa ve hizmet kalitesizliğine rağmen buralara sahip çıkmaya yemin etmiş semtliye Beykoz düşmanı yakıştırması yapamazsınız. Aslında haddiniz de değil ama orasına çok girmeyeceğim. Beykoz boğazın incisi, doğası, havası, suyu ve insanıyla her şeye rağmen huzur dolu bir yerdir. Fazla oksijen dar gelmiş olmalı. Burada herkes birbirini bilir. Nedense bir sizi bilemedik.
Burada barınamayacağınızı anlayıp kendinizi kabullendirmek adına bir grup seçmeni hedef aldığınızı görüyorum ancak yıllardır devam eden komşuluğa, kardeşliğe sizin bu çirkin iddialarınız engel olamaz. Beykoz’un Belediye Başkanı kim olursa olsun bizde asıl olan birbirimize karşı duyduğumuz sevgidir, saygıdır.
Sizin gibi sevgi yoksunu insanların Beykoz gibi bir yerin yönetimine talip olması gerçekten çok üzücü. Kibir size yakışıyor. Böyle mutluysanız böyle kalın. Bizi bu çirkin iddialarınıza bulaştırmayın.
Editör: TE Bilisim