Beykoz'da AVM, otel ve cami yapılacak ormanlık alanın imara açılmasına karşı bölge halkı ve üniversite öğrencileri kampanya başlattı. Gelişmeleri ve mücadele sürecini Beykoz Dayanışması'yla konuştuk.

İstanbul Beykoz’da Kuzey Kirazlı ve Güney Kirazlı özel ormanlarına 553 adet villa yapılıyor. Villaların yapılacağı alanda binlerce ağaç bulunuyor. Villaların, otellerin, spor tesislerinin yapılacağı arazinin sahipleri İBB’nin şirketlerinden KİPTAŞ ile CHP’li İBB Meclis Üyesi Mehmet Berke Merter’in ailesi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Beykoz’da 111 bin metrekarelik tarım alanını imara açarak 'ticaret alanı' ilan etti.

3 yıl önce hakkında ÇED süreci başlatılan alan, projenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Diyanet İşleri Bakanlığı’ndan çıkan kararla “kamu yararına kullanılabilir” statüsü kazanmasıyla tekrar imara açıldı. 

Karar 7 Ocak tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. 

Alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri ve 3 bin metrekarelik camiyi içeren projenin, 2. Dereceden doğal sit alanı üzerinde yapılması planlanıyor.

Bin 443 ağaç bulunan parselin 61 bin metrekaresine 2 katı geçmeyecek AVM, otel, çarşı finans kurumu gibi ticari birimler inşa edilebilecek. Söz konusu arazi, daha önce ormana yapılması gündeme gelen 553 adet villa projesinin ortasında bulunuyor.

Ormanlık alanın imara açılmasına karşı da bölge halkı ve üniversite öğrencileri imza kampanyası başlattı. 

Beykozdaki son durumu, gelişmeleri ve bundan sonraki mücadele sürecini Beykoz Dayanışması'dan Ece K. ve Yeşim B. ile konuştuk. 

Beykoz’da ormanlık alanın imara açılma sürecinde neler oldu kısaca anlatabilir misiniz?

Yeşim B: Daha önce burası tarımsal niteliği korunacak alan olarak ilan edilmişti. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 553 villa projesi için ticaret alanı ilan edildi. Halktan tepki görünce geri çekildi. Şimdi cami projesi eklenerek Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan " Kamu yararı vardır." diye onayını alıp yeni bir rant projesi başlattılar.

'Dilekçe ve imza vermeye davet ediyoruz'

ÇED süreci üç yıl önce başlatılmış. Bakanlık 2018'de proje dışına çıkarılan 111 bin metrekarelik tarım arazisi için yeni plan hazırlayarak askıya çıkardı. Bu yeni adıma dönük nasıl bir süreç işletiyorsunuz?

Ece K:  İmara açılan bölgede doğal yaşam alanında yaşayan büyük memeli hayvanlar, çeşitli ağaç türleriyle kaplı bir orman var. Bu yeni proje ve ÇED raporu üzerine öncelikli hedefimiz imar kararının iptali üzerine çalışmak oldu. Bu sebeple hem imza kampanyamızda hem de İBB’ye sunacağımız dilekçelerde ÇED raporuna itirazımızı dile getiriyoruz ve mevcut alanda imarın başlamaması için mücadele yürütüyoruz. Her bir vatandaşı da hem bölge halkından hem de Türkiye’nin dört bir yanından Beykoz Ormanlarını korumak için dilekçe ve imza vermeye davet ediyoruz. Hukuki olarak 8 Şubata kadar itiraz hakkımız var bu sebeple ilk olarak itirazlarımızla kararın iptali için mücadele etmekteyiz. Hukuki yolları sonuna kadar kullanacağız ve bahsi geçen 111 bin metrekarelik alanda imarı başlatmamak için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. 

'Tarımsal niteliği korunacak alan” olarak belirlenmiş durumda. Parsel için yapılan plan değişikliğinin raporuna göre parselin tarım dışı kullanılabilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'kamu yararı' kararı alınmış. Bu da bir tür kılıf. Bu proje Beykoz'da nasıl bir tehlike oluşturuyor? 

Yeşim B: Beykoz İstanbul' un son yeşil kalan alanlarından biri. Geçmişten beri patronların gözünü buraya diktiğini görüyoruz. Önce  Sümerbank Fabrikası (Deri ve Kundura), sonra Şişecam ardından Tekel Fabrikaları satıldı. Şimdi yeşil alanları bir bir betonlaştırıp zenginlere satıyorlar. Amaçları belli Beykoz'un her bir toprağını, her bir yeşilini halkın elinden alıp zenginlere vermek. Aynı zamanda bu arazi 21 farklı canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Buradaki ağaçların yok olması demek. Burada yaşayan canlı türlerinin de yok edilmesi demek. Patronlar ve devlet maalesef karına bakıyor. Buna sadece Beykoz'da yaşayanlar, öğrenciler ve halk bir araya gelerek engel olunabilir.

'Yok edilmesine müsade etmeyeceğiz'

Bölge halkı ve Beykoz'da okuyan üniversiteliler çok tepkili. Beykoz Dayanışması olarak bir imza kampanyası başlattınız. Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?

Ece K: Beykoz halkı ve üniversiteliler olarak Beykoz ormanlarını korumak için büyük bir mücadeleye başladık. Üniversiteliler olarak kendimizi sorumlu hissediyor ve mücadele içinde etkin rol oynuyoruz. Hali hazırda Beykoz Çevre Dayanışması olarak change.org üzerinden başlattığımız ve birçok insanın desteğini gördüğümüz bir kampanyamız var. Bunun yanı sıra İBB Planlama müdürlüğüne iletmek üzere dilekçe hazırladık ve hazırladığımız dilekçelerde karara itiraz ediyor, imar izninin kaldırılmasını talep ediyoruz. İlerleyen günlerde Beykoz’da yerel halk ile görüşerek karar hakkında bilgilendirmek ve desteklerini almak niyetindeyiz. İtirazlarımız kabul edilmemesi halinde mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizin de özellikle altını çizmek isterim. Beykoz’un yeşilini, hayvanların doğal yaşam alanlarını AVM , otel gibi rant kaynakları yüzünden yok edilmesine müsade etmeyeceğiz.

Yeşim B: Öncelikle dayanışmanın yerel ayağı olarak dernek, sendika, muhtarlar dahil tüm yerel durumu taşımak. Şimdi bir dilekçe hazırlığındayız. Bu karar geri alınana kadar gerekli tüm çalışmaları yapacağız.

Beykoz'da 111.000 m2 ormanlık alanı imara açan karara karşı bir araya gelen Beykoz Çevre Dayanışması ile gücümüzü birleştirerek Beykoz ormanlarını savunmaya devam ediyoruz, edeceğiz.

Dün, Paşabahçe pazarında bildiri dağıttık ve 8 Şubat'a kadarki itirazlar için meydanda imza topladık.

Editör: TE Bilisim