Malazgirt zaferinin yıldönümü kutlamaları hep yapılırdı ama 947 yıldönümüne rastlayan bu yıl muhteşem bir devlet törenine sahne oldu.

Cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin günün anlam ve önemini hatırlatan konuşmaları ile çok da anlamlı hale geldi. 1040 yılında Dandanakan Savaşı ile Türkler Anadolu’ya adımını atsalarda, 1071 Malazgirt Savaşı Anadolu’yu bize yurt haline getirmemizin de tarihidir.

Konuşmalarda bahsi geçen 2200 yıllık devlet, 1400 yıllık medeniyet tabirini çok sevmesem de anlatılmak istenen mana yönüyle fazla abeste bulmuyorum. Yazılı kaynaklara göre MÖ. 2200 yıllık tarihi geçmişe sahip Türk milletinin 1400 yıl öncesinde gayr-i medeniyet olduğu anlamı çıkar ki bu da bana sevimsiz gelen bir ifadedir. Malazgirt zaferinin Türk ve İslam dünyası bakımından önemi çok büyüktür. Çünkü Bizans ordusu komutanı Romen Diyojen; Malazgirt zaferini kazandıktan sonra, Bağdat’a, oradan sonra Filistin’e, daha sonra da Mekke ve Medine’yi fethe çıktığını söyleyerek gelmişti. Bu açıdan Malazgirt zaferi Bizansın Türk ve İslam dünyasının varlığını kabulüne, İstanbul’un fethi de, bizansın tarihin çöplüğüne gönderilişin adıdır.

Ahlat, Alparslan'ın otağını kurduğu ilçemizdir. Sayın devlet Bahçeli’nin teklifi ve Cumhurbaşkanının kabulü ile oraya bir Cumhurbaşkanlığı köşkünün yapılacağının müjdelenmesi, belkide çok hayal ettiğim konulardan biridir. Hükümetin göreve geldiği günden beri tarihi geçmişe sahip çıkan uygulamaları, tarihi eserlerin restorasyonları belki de en beğendiğim uygulamalarıdır. Bir de bunlarla bütünleşen kültürel donanımın hazırlanmasına biraz daha gayret sarf edilirse, sanıyorum ki gençlerimizin, geçmişini anlayarak geleceğe daha emin adımlarla yürümemize vesile olacaktır. Gelecek yüzyıl Türklerin asrı olacaktır. Yeter ki biz tarihi geçmişimize, İslam inancımızın nurlu yolundan geçerek, ilim teknoloji ile bilgi çağını yakalayalım. Bunun emareleri görülmeye başlamıştır.
Editör: TE Bilisim