Dijital Oyunlar Hakkında

Dijital oyun kavramı ülkemiz için biraz yenilikçi kalıyor. Ülkemizde bilgisayar oyunu ya da atari oyunu olarak adlandırıyoruz neredeyse tüm dijital oyunları. Oysa farklı türlerden oluşan dijital oyunlar oldukça büyük bir dünya. Dijital oyunları yaşadığımız dünyaya olumlu ve olumsuz etkileri olan, paralel bir dünya olarak da görmek mümkün.

Dijital oyunlar medya haberlerine de sıkça konu olmakta. Çocukların oyunların başından kalkmadığı, çok sevdiği dile getirilse de ana vurgu onların birer oyun bağımlısına dönüştüğü noktasında oluyor. Bir diğer vurgu da dijital oyun oynayan gençlerin şiddete yöneldiği noktasında yoğunlaşıyor. Medyanın korku kültürü, dijital oyunları saldırılacak bir alan olarak görme, ötekileştirme, dijital oyun oynayanları ise kötü alışkanlığa sahip, sosyalleşemeyen gençler olarak anlatmakta. Bu durum, ülkemizde olduğu gibi dünyanın farklı coğrafyalarında da böyle ancak halk nezdinde dijital oyunların itibarı özellikle batılı ve doğulu kimi ülkelerde bizim ülkemizde olduğundan oldukça fazla.

Dijital oyunlar film endüstrisinden çok daha fazla paranın döndüğü bir sektör oldu artık. Eğlence sektörünün vazgeçilmezi, güzel sanatların bir yenisi, yenilikçi eğitim metotları içinde bir yöntem, pazarlama endüstrisinin bir parçası… Dijital oyunlar hakkında çok bilinmeyen ya da fark edilemeyen bir gerçek de endüstrinin ilk zamanlarında oyunların hedefinde yetişkinlerin olduğudur. Dijital oyunlar aslında toplumun her kesimine hitap eden bir eğlence türü. Ancak, ülkemizde özellikle evlendikten sonra bireylerden aile ve toplum sorumluluklarını ‘oynama’ edimine tercih etmeleri beklendiği için, dijital oyunlar da çocuk işi olarak görülmekte. Böyle olunca da özellikle yetişkinliğe yaklaşan ve yetişkin oyuncu bireylerin maruz kaldığı baskı da artıyor haliyle.

Dijital oyunların denetim mekanizması ise ülkemizin yabancı olduğu bir kavram. Televizyonlardaki akıllı işaretleri biliyoruz hepimiz, çeşitli ülkelerde dijital oyunlar için de tabir uygun düşerse akıllı işaret uygulamaları mevcut. Bu uygulamalar kendi kültürel değerleri çerçevesinde oyunları değerlendirip yaş sınırı koymakta. Bu yaş sınırlamaları tavsiye niteliğinde olup asıl iş ise ebeveynlere düşmekte. Ülkemizde, ufacık çocukların eline tablet vb. akıllı cihaz tutuşturan, böyle yemek yiyor diye konuşmayı bilmeyen bebeği TV karşısında besleyen anne babaların yapabileceği bir iş değil yani oyunlardaki yaş sınırlandırması tavsiyelerine uyma. Bu tavsiyeleri anlamak için oyunları tanımak ve temel bazı bilgilere sahip olmak gerekiyor.

Dijital oyunlar içerdiği bilgilerle öğretici olabileceği gibi sırf öğretme amaçlı olarak da tasarlanabilmektedirler. Bu tarz oyunlara eğitsel dijital oyunlar denmekte ve bazı eğitim kurumları sınıf ortamında uygulamalı olarak eğitsel dijital oyunları kullanmaktadır. Öte yandan en ağır şekilde şiddet ve olumsuz örnek oluşturucu davranışı barındıran dijital oyunlar da on sekiz yaş sınırlandırması uyarısıyla yetişkinlere hitap etmektedir. Dijital oyun sektörünün bir de endüstriyel iş kolları vardır. Bilgisayar programcıları, ses mühendisleri, müzik sanatçıları, grafik tasarımcılar, animasyoncular gibi pek çok branşın da çalışabileceği bir iş kolundan bahsediyoruz. Yapım aşaması olarak filmlere, oynanış olarak romanlara, satılan ürün olarak da herhangi bir ürüne benzer aslında dijital oyunlar. Dijital oyunları ‘kötü’ ya da ‘zararlı’ olarak etiketlemek ne olduklarını bilmemekten ileri gelir. Şiddet içeren bir dijital oyunun bile, mafya örgütlenmelerini ya da arsızca tüketimi özendiren pek çok televizyon dizisinden daha zararlı olmadığı kanaatindeyim.

Ülkemiz için asıl meseleyi açıklayan kavram çifti ‘dijital yerli / dijital göçer’ ikiliği ile ‘dijital uçurum’ kavramlarıdır. Teknolojinin içine doğan nesiller dijital yerlidir ancak onların teknoloji ile iştigal oluşlarını ‘anlayamayan’ ya da anlamlandıramayan büyükleri dijital göçerlerdir zira pek çok dijital göçer aynı zamanda teknolojinin sosyal ilişkilerimizin merkezine yerleşip onu değiştirdiğinin farkında olmayan, teknolojiye uzak, dijital uçurumun kıyısında bireylerdir.

Türkiye için endüstri devrimi yarım kalmış ya da geç Celtabet tamamlanıyor olabilir ancak büyük Türkiye hedefine varılacak alanlardan biri teknoloji ve bilişim, bu alanın kollarından belki de en kazançlısı dijital oyunlardır. Ben de bu yazı dizisinde sizlere dijital oyunları ve onların topluma etkilerini anlatmaya çalışacağız kalemim yazdığınca. Yer yer toplumsal olaylarla dijital oyunlar arasındaki ilişkileri de konuşacağız. Yazı dizisinin bir sonraki yazısında ise yaş sınırlandırmaları hakkında bilgi vereceğim ki ebeveynler, hiç olmazsa özenli anne babalar çocuklarına bilinçli oynama imkânı sunsun ve onları oyunların yaşlarına uygun olmayan etkilerinden koruyabilsinler.

 

Dr. Sait GÜLSOY

[email protected]
Editör: TE Bilisim