Adalet yürüyüşü, görkemli bir miting ile tamamlandı...


Hiç bu kadar barış dolu,
Hiç bu kadar umut dolu,
Hiç bu kadar inançlı,
Hiç bu kadar saygılı,
Hiç bu kadar sorunsuz,
Hiç bu kadar her fikre, düşünceye açık,
Hiç bu kadar din, dil, ırk ayrımı olmaksızın herkese hitap eden,
Hiç bu kadar destek gören,
Hiç bu kadar mütevazı,
Hiç bu kadar uzun ve engebeli,
Hiç bu kadar katılımlı,

ve

Hiç bu kadar başarılı,
Bir yürüşe şahit olmadı bu ülke...
               *               *                *
Şimdiki gençler markete gitmeye üşenirken, 69 yaşında adam (o yaştaki insanlar Cami'ye gidip gelmekte zorluk çekiyor), ortalama 35 derece sıcak altında, bazı günler yağmurlu havada, tam 432 kilometre yol yürüdü. Ne için? Sadece 'adalet' için. Kendisi için de değil... Senin, benim için... Bu denli fedakarlığı kim kime yapar? Kim uğraşır?

O üşenmedi, banane demedi, hiç tanımadığı insanlar için, ülkesi için, taktı peşine on binlerce insanı, 'Hak, Hukuk, Adalet' için yürüdü...

Tecavüze uğrayan çocuklar için, şiddete maruz kalan kadınlar için, işinden edilen insanlar için, sınav soruları ve geleceği çalınan gençler için, çalınan oylar için, olmayan adalet, ayrım yapmadan haksızlığa uğrayan herkes için yürüdü...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşle, adını, Türk siyasi tarihine ve insanlık tarihine altın harflerle yazmıştır.
*                *                *
Adalet mitingine Kaç kişi katıldı?

Bir çok mitinge katıldım. Çok kalabalık mitinglerde gördüm. Hayatımda şahit olduğum en katılımlı miting olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sadece miting alanı değil, alan çevresi de Casino Siteleri bir o kadar kalabalıktı. Yaşı ilerlemiş, çocuklu insanların çoğu miting alanı çevresindeki parkta, kafelerde ve gölgede oturuyorlardı. Benim izlediğim nokta, kurulan platforma yaklaşık 500-600 metre ilerideydi. Çıplak gözle sadece, o koca platformun beyazlığını görebiliyordum. En arkalara gitmek ve kalabalığa en arka kısımdan bakmak istedim. Bu da mümkün olmadı, kalabalıktan yürüyemedik. Bu tarihi mitingi maalesef, belli aralıklarla kurulan barkovizyonlardan güçlükle takip edebildik.


Beleş çay, çorba yoktu...
Beleş döner, sandviç, köfte yoktu...
Beleş iett otobüsleri yoktu...
Metro, Metrobüs, Vapur beleş değildi...
Suriyeli mülteciler, zorla getirilen memur, belediye işçileri yoktu...
Kimse katıldığı için 5 kuruş para almadı...
Devlet olanakları akmadı...
Yani kısacası, orada bulunanlar zerre menfaat gözetmediler.
Valilik, 175 bin kişi diye açıklamış. Valiliğin açıklaması hikaye, en az 2 milyon insan vardı o gün orada...
Bunu ben söylemiyorum.
Cumhurbaşkanı R.T.E söylüyor. Ben Cumhurbaşkanı R.T.E'nın yalancısıyım.

Mavi yerleri okusanız yeter!


*                *                 *
Çubuklu Haber Gazetesi...

Gazete dediğime bakmayın, 9 yıldır aktif siyaset içerisindeyim, hiçbir haberini bilmem.
Gençlik kolları başkanlığı yaptığım dönemde olsun, başka etkinliklerimiz olsun hiç birine çağırmışlığım yoktur.
Miting ile alakalı 'haber yapılmış' (aslında yapılmamış, 'yeniakit' gazetesi veya 'haber7' gazetesinden copy-paste yapılmış), ve sosyal medyada bu haber paylaşılmış.


Bende bu haberi Facebook aracılığıyla gördüm. Benim Facebook profilimde ekli olduğunu bile yeni öğrendim!
Eski haberlerine şöyle bir göz gezdirdim.
Yazımın başında 'Gazete dediğime bakmayın' demiştim, gazete falan değil, Akp'nin bülteni!

Eyyy Çubuklu haber,

Bilgin yok, fikrin var...
Hadi başka yayın organlarından işini yürütüyorsun, adına 'gazete' diyorsun, be arkadaş, cümlelerini değiştir bari...
Hangi amaca hizmet ettiği açık, 'Gazeteciliğe' olmadığı kesin...
Gazete olmak bu kadar kolay mı birader?
Nerede objektiflik? Nerede özgünlük?
Oturduğun yerden gazetecilik yapılır mı? Gitmediğin miting için haber yapar, oturduğun yerden gazetecilik yapmaya kalkarsan, adın Çubuklu Haber Gazetesi değil, Çubuklu copy-paste olur, benden söylemesi.

Sağlıcakla kalın...
Editör: TE Bilisim