Beykoz'un Canları...

Pandemi sürecinde işlerimizin azalması, bizlerin dost sohbetlerine daha fazla katılmasına vesile oldu…

Kimi zaman bizim Eyvah’ta, kimi zaman katıldığımız davetlerde ilginç sohbetlerimiz oluyor…

Yeni dostlarla tanışıyoruz…

Yeni dostluklar kuruyoruz...

Kurbandan önceki bir sohbet belki de hayatı boyunca daima hafızamda yer edecek gerçeklerle karşılaştırdı bu garibi…

Dünyaya meydan okuduğumuz Ayasofya konuşuluyordu bizim sohbetlerde…

Doğalgazı daha bulamamıştık...

Sondaja yeni başlamıştı Oruç Reis.

Ramazan orucu biteli epey olmuştu ama…

....

Hani bizlerin Can diye hitap ettiğimiz dostlarımız vardır ya, onlardan biriyle tanıştık Eyvah’ta…

Babasını kaybetmiş yakın zamanda…

Korona falan değil ama…

Takdir-i ilahi…

Doktor öyle yazmış ölüm kâğıdına...

....

Babamı kaybettiğim gün geldi aklıma bir an, yeni tanıştığım can dostun anlattıklarını dinlerken…

O gün yaşadıklarım…

Evladı olarak son görevimi yapmak için koşuşturmamı hatırladım acımı yaşarken…

Hastaneden alınması, gasilhaneye getirilmesi,

Musalla taşındaki babam geldi aklıma…

İmamın helallik istemesi ve ebedi yolculuğunun ilk mekânına defin etmemiz...

Bir evladın babasına yapacağı en son ve mukaddes görev bu olsa gerek…

Çok şükür nasip oldu bunları yapmak bize…

....

Hastanede vefat etmiş bu can dostun babası da…

O da babasına karşı son vazifesini yapmak istemiş…

Almış hastaneden babasını...

İşte buradan sonra anlattıkları…

Yüzümün kızarması, utanarak başımın öne eğilmesine sebep oldu...

Asla unutamayacağım bir gün demiştim ya…

Babasının kendi inanışlarına göre dini vecibelerini yerine getirmek için Kartala götürülmesi...

Hadi babasını götürdü, ya dostları, yakınları...

Onları da götürmek için Kartal’a…

Yaptığı uğraş, harcadıkları cabası...

Benim babam Paşabahçe Camii’nden yani mahallemizin camisinden son yolculuğuna uğurlandı, kalabalık sayılacak cemaatin kıldığı namazla…

O’nun babası, Kartal Cem Evi’nden...

Oraya kadar gidebilen üç beş seveninin omuzlarında...

...

Ayasofya’yı açtık, Sümela Manastırı’nı da açtık…

Beykoz da üç tane de kilisemiz var…

Biri Paşabahçe’de, ikisi Beykoz Merkezde…

İkisi Rum Ortodoks, biri Ermeni Kilisesi…

Ama bir Cem Evi yok…

...

Uzun lafın kısası…

Mübarek Muharrem Ayı’nın içeresindeyiz...

5 Eylül Cumartesi günü saat 18:00-20:00 arası Eyvah Kafe’de Aşure dağıtacağız…

Tabi pandemiye uygun, maske de takacağız, mesafeye de uyacağız…

Plastik kaşıklarla, Aşure’yi kaşıklayacağız…

Sizleri de bekleriz, sizleri de aramızda görmek isteriz…

Dostlarla, Canlarla birlikte…

Pandemi yasaklarına takılmazsak...