Denizi var girişi yok…

Teknesi var inişi yok…

Bilin bakalım, hangi ilçe?

A..Çekmeköy

B..Beykoz

C..Zeytinburnu

D..Çemişgezek

…….

Yaşı 40’ı geçmişler iyi hatırlar,

Bir muhtarımız vardı,

Cemal Sucuoğlu…

Nam-ı diğer Yumurtacı Cemal..

İncirköy’ün efsane muhtarı...

Uzun yıllar muhtarlık yapmıştı,

Üç veya dört dönem,

Belki de daha fazla…

Demirel’in has adamıydı, rahmetli muhtarımız...

İncirköy en büyük mahallesi yüz ölçümü olarak Beykoz’un…

Bir uçtan bir uca çevresinin sınırı 11 küsur kilometre...

12 kilometre desek de yalan olmaz...

Büyük mahallenin büyük muhtarı...

Öyle azalarına bile fazla iş düşmezdi...

Kendi koştururdu İncirköylülerin meseleleri için...

Ankara’ya bile giderdi çoğu zaman.

Kastamonuluydu Cemal Muhtarımız...

12 kilometrelik İncirköy’ün her metresini bilirdi...

Kim bilir kaç kere adımlamıştır sokaklarını, yürüyerek...

Bisikleti var mıydı bilmiyorum...

Ama biz onu hiç bisiklet üstünde görmemiştik...

Hep yürüyordu...

Olsa da binmek istese de binemezdi ki.

Yokuşu çoktur İncirköy’ün..

Beykoz’un da yokuşu tepesi çoktur…

Karlıtepe’de muhtarlar toplansa mesela.

Pedala kuvvet çıkamazdıki Cemal Abimiz…

Belki Çekmeköy’de olsa toplantı, kıyı kıyı pedal çevirirdi otobanda kelle koltukta…

....

Beykoz da İstanbul’un en büyük ilçelerindendir yüz ölçümü bakımından,

Ücyüz küsür kilometre çevresi var…

Denizi var, yeşili boldur…

Bolca ağaçlarımız, ormanlarımız var…

Yeşil yeşildir hala, öyle gökdelenlerimiz yok çok şükür, şimdilik...

Seviyoruz biz Beykozumuzu, büyük Beykozumuzu...

Ne kadar mı büyük…

Mesela Zeytinburnu’ndan çok çok büyük...

Beykoz üç yüz kilometre dedik ya…

Zeytinburnu 12 kilometre...

Yani İncirköy ne kadar demiştik, 12 kilometre...

Yumurtacı Cemal Abimizin mahallesi kadar yani Zeytinburnu’nun büyüklüğü…

Beykoz’da deniz kıyısında, Zeytinburnu da...

Bizde ağaç çok, yeşillik bol…

Zeytinburnu’nda ağaç yok, gökdelen bol…

Hem de siluet bozan cinsinden...

Beykoz’da dere tepe bol,

Zeytinburnu’nda bisikletle gidilecek avmler...

……….

İki tane kültür merkezimiz oldu diye seviniyorduk, nazar değdi…

Daha doğrusu kepçe değdi, dozer değdi…

Yıkılıyormuş, pandemiyle karışık..

Ee biz nerede bedava çay içip takla atacağız şimdi?

Sabırla bekliyorduk hâlbuki...

Ah ulan CeHaPe...

Niye müsaade ettin ki bu binalar yapılırken...

Oy moy yok sana CeHaPe..

Elimizde kaldı makasla kurdele…

……

Biz nerede çay içip takla atacağız simdi…

Karlıtepe’ye bisikletle çıkılmıyor ki...

Teleferik dediler, bisiklet çıktı şişeden..

Çankırılıların görünmez barajı olmuş,

Bizim de görünmeyen teleferiğimiz mi oldu yoksa?...

...

Gel de rahmetle anma Yumurtacı Cemal abimizi…

Mumla arar olduk…

Bir de görünmez imar planlarından, görünmez evlerimiz olursa Beykoz’da...

Bak sen işe, demedi deme…

Zaten imar planlarımız görünmüyor yıllardır...

Anlaşılan evlerimiz de görünmez olacak bu gidişle...

Anca uzaydan görünecek gibi…

….

Karpuzu yedik tiridine bandım…

Bisiklete bindik tiridine bandım…

Teleferik nerde, tiridine bandım…

İmar deme, tiridine bandım...

İşsiz kaldık, tiridine bandım…

Evsiz kaldık, tiridine bandım…

Beykoz bitti, tiridine bandım…

Tiridinine de miridine de dedim…

Tiridine bandım..

Kül olduk bittik, tiridine bandım.

Bir yılı geçti tiridine bandım…