Bundan 5 yıl önce Beykoz'un Kaymakamı Antalya Serik'e gönderilirken, acaba yeni Kaymakam kim olacak diye merakla bekliyorduk. Yeni Kaymakam'ın Erzurum Yakutiye'den geleceğini Beykoz'a ilk duyuran gazeteciydim. Üstelik hakkında da geniş bir araştırma yapıp, haberimi Ahmet Katırcı'nın Beykoz'a neden iyi geleceğini örneklerle açıklayarak süsledim. Görev süresi boyunca benim İstanbul Vali Aday'ımdı. Bunu da her fırsatta tekrar ettim. Ancak geçtiğimiz günlerde görevi bırakan Sayın Ahmet Katırcı, ne yazık ki emekli edildi. Oysa bence kendisine en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden geçecektik. 

Ben şimdi bu yazıyı tarihe bir not düşmek için yazıyorum. Bakınız Sayın Ahmet Katırcı eğer İstanbul Valisi olsa neler değişecekti:

Ahmet Katırcı, bir kere insan özelliklerini aşarak görev yapan bir isimdi. Onun günlük ziyaretçi listesine ulaşabilen bir Kaymakam varsa, çıksın; ben bu gazeteciliği bırakacağım. O kadar iddialı konuşuyorum. Ne zaman odasına gitsem, geçerken uğrasam; sürekli birileriyle toplantı halindeydi.

Ahmet Katırcı, insanı fiziki özellikleriyle değil ruhuyla tanımlayan bir isimdi. Bırakınız Vali'yi Kaymakamı; kendisiyle aynı apartmanda yaşamak bile bir şeref demekti.

Ahmet Katırcı sevgi dolu bir isimdi. Onun çocukları, gençleri nasıl kucakladığına yakından tanıklık etmiş birisi olarak; böylesi vatandaşı seven ve sevgisini de karşısındaki kişiye gösteren bir Devlet adamıyla pek az karşılaştığımı itiraf etmeliyim...

Ahmet Katırcı, asla ırkçılık yapmayan bir milliyetçiydi. Bir Vatansever-Vatanperver'di. O gece 15 Temmuz'da kendi istikbalini evde bırakıp, memleketin istikbalini düşünerek Fatih Sultan Köprüsü'ne koşan birkaç bürokrattan birisiydi. Herkes 15 Temmuz'da gazilerimizi ve şehitlerimizi konuştu ancak Sevgili Ahmet Katırcı gibi 'görev başında bürokratlardan' kimse bahsetmedi. Bence o gece 15 Temmuz'da bir felâketi durduran en önemli etken Ahmet Katırcı gibi Vatansever bürokratların, her türlü tehdit ve tehlikeyi ayaklarının altına alarak; kelle koltukta sokağa inmesiydi. Sadece bu gerçek bile Ahmet Katırcı'yı İstanbul Valisi yapmaya yeterdi.

Ahmet Katırcı, çok iyi bir eşti. Bunu Sevgili Annemiz Fatma Hanım'ın gözlerinden, gözbebeklerinden farketmemek, mümkün değildi. Kadıncağızın gözleri hep parlıyor ve âdeta her bakışında "Sevgili Eşim'den Allah razı olsun... O beni hep saygıyla ve muhabbetle sevdi" derdi. Bize hiçbir zaman söylemedi ama Fatma Hanım, bir kadın olarak asla eşi tarafından 1 gün bile incitilmemişti. Çünkü Ahmet Katırcı ne fiziksel ne duygusal bir şiddet uygulayacak birisi asla değildi. 

Ahmet Katırcı'nın inancı asla tarikata dayanmayan ancak tasavvuf ile de büyük ölçüde örtüşen bir şekildeydi. Bunu kendisini dinleyen hemen herkes farkedebilirdi. Asla aşırıya kaçmayan söylemleri, hep bir muhabbetle, hep bir espriyle, hep bir gülümsemeyle ama her zaman da bilgiyle-görgüyle dile gelirdi. Ahmet Katırcı, bir Taptuk Emre'ydi. Yunus Emre'ydi. Hacı Bektaşî Veli'ydi. Ahmet Katırcı günümüz modern dünyasının Dervişi'ydi. Erenler'dendi. Peygamber Hazreti Muhammed Mustafa'nın yolundan giden biriydi. Yol'da yürürken de sürekli başı önünde, ezmemek için karıncadan sakınan bir Âlim'di.

Ahmet Katırcı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği Halkçılığı en iyi uygulayan bürokratlardan birisiydi. Gecenin ucunda, sabahın köründe Ahmet Katırcı'yı Beykoz'un 45 köyünün birinde görmek, neredeyse her gün mümkün gibiydi. Sabahtan akşama kadar Devlet'e aldığı maaşın hakkını veren ve makamından 1 dakika ayrılmadan vatandaşlarla ilgilenen Ahmet Katırcı, mesai saati dolduktan sonra da bu kez kendisine bu görevi bahşeden Cumhuriyete Atatürk'e âdeta minnetlerini sunar gibi Beykoz'da sokak sokak gezerdi. Yine iddia ediyorum, Sevgili Ahmet Katırcı, Ahmet Babamız; Beykoz tarihinde en çok tanınan ve bundan sonra da tanınacak olan Kaymakam'dı ancak bu konularda da daima mütevazılığını muhafaza etmiş bir isimdi.

Ahmet Katırcı için Kaymakam Baba dedik ya hani? Bu tanım asla abartı değildi. Kendi çocuklarına engelleri aşan bir yaşam kuran Kaymakam Baba, tavırlarıyla Beykoz'da da herkesin rahatlıkla Baba diyebileceği birisiydi. Babalık,  onun kalbine, ruhuna işlemişti. 

Ahmet Katırcı konukseverdi
Ahmet Katırcı kadirşinastı
Ahmet Katırcı, Yeşilçam'da gördüğümüz Hulusi Kentmen gibi biriydi.

Ahmet Katırcı değil, onu Vali yapmayan-yapamayan İstanbul kaybetti.

Tarihe not düşmek isterim...