1913 yılından günümüze şanlı bir tarihi olan Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü Başkanı Cenk Nur, Beykoz Gündem Haber Editörü Ramazan Dengiz'in sorularını cevapladı.  

Yakın tarihimizin önemli şahitlerinden biri olan Anadolu Hisarı İdman Yurdu’nun konuğu oldum. Kulübün başkanı olan Cenk Nur ve kulübün Asbaşkanı olan İlker Güner ile birlikte Anadolu Hisarı’nın geleceğe yönelik stratejilerinden ve tarihçesinden söz ettik. Gelin sizi, hepimizin kıyısından köşesinden geçtiği lakin bir çoğumuzun bilmediği; İmparatorlukla ve Birinci Dünya Savaşı'yla doğrudan doğruya bağlantısı olan bu nadide ekibin Başkanı ve Asbaşkanı'yla yapmış olduğum röportaja götüreyim. Keyifli okumalar dilerim;

106 yıllık kulübün konuğu olmanın bile yeteri kadar ağırlığı varmış(gülüyorlar), iletişim biriminizin bahsetmiş olduğu üzere Anadolu Hisarı’nın Sadrazam Talat Paşa’nın kulübü olduğunu öğrendim. Hikayenin aslı nedir?

-Sadrazam Talat Paşa kulübümüzün resmi kurucusudur. Kulübümüzün ilk yöneticisi Cemil Bey ise bizzat Sadrazam Talat Paşa tarafından atanmıştır. Anadolu Hisarı İdman Yurdu’da bizzat Talat Paşa’nın emri vasıtasıyla 1907 yılında kurulmuştur fakat kulübümüzün tescil tarihi 1913'tür. 1907 yılında spor faaliyetleri gösteren diğer bütün kulüplerin asıl amacı; Anadolu’da ve İstanbul’da halkı savaşa karşı bilinçlendirmek ve cephelere rahat bir şekilde silah kaçırabilmekti. Galatasaray, Fenerbahçe gibi kulüplerin yanı sıra Anadoluhisarı’da bu 7 kulüpten birisiydi.

Tabii bir de Alman zırhlısı Goeben var Anadolu Hisarı’nın tarihinde. I. Dünya Savaşı esnasında Enver Paşa’nın emriyle Rus limanlarını bombalayan ve Devlet-i Aliyye’nin savaşa girmesine vesile olan bir gemi, bildiğimiz adıyla Yavuz Zırhlısı. Kulüple alakası nedir?

-Şöyle, Birinci Dünya Savaşı sırasında zırhlılar İstinye tersanesinde bakıma alınırken zırhlıların personelleri de Anadoluhisarı tesislerinde konaklıyor. Bir bakıma saklıyoruz da denilebilir. Yavuz zırhlısının personelleriyle kulübümüzün sporcuları kendi aralarında futbol maçı düzenliyorlar. Aralarındaki maçta hangi tarafın galip geldiğini bilmiyorum fakat Yavuz zırhlısının personeli tesislerimizde kaldığı için İngiliz istihbaratı bu durumu teyit ediyor. Ardından kulübümüz İngiltere tarafından işgal ediliyor ve 1914 yılından 1918 yılına kadar faaliyet gösteremiyor.

1918 yılında kulübü tekrardan canlandırmak istiyorlar fakat sporcularımızın tamamı 1. Dünya Savaşında farklı farklı cephelerde şehit düşüyor. İlginçtir ki köyde yaşayan nüfusun hepsi kadın ve yaşlılardan oluştuğundan ötürü sadece kağıt üzerinde kurulabiliyoruz.

Kulüp olarak son zamanlarda atletizmle öne çıkıyorsunuz. Son kazanmış olduğunuz madalyaları da ayriteten tebrik ederim. Atletizm ekibinizin geleceğe dönük planları nelerdir?

-2012 yılında kulüp tesislerimizin yıkılmasından sonra oldukça zor günlerden geçmeye başladık ve birçok alanda göstermiş olduğumuz faaliyetler süresiz olarak sınırlandırılmış vaziyetteydi. Göreve geldiğimizde ilk iş olarak atletizm gibi spor dallarında bireysel olarak faaliyet gösteren sporcularla anlaşmak oldu. Açıkçası zaten eski sporcularımızdı ve bir kulübe ihtiyaçları vardı. Şu an atletizmde kemik kadromuzu oluşturmuş durumdayız ve bu kadro ile genç nesilleri eğiteceğiz. Biz göreve geldikten sonra ne gibi kazanımlar elde ettik? 4 tane Türkiye birinciliği, 3 tane Türkiye 2.liği, 1 tane takım halinde uluslarası alanda 4.lüğümüz var ve tabi bu sene kazanmış olduğumuz Balkan 3.lüğü var…

Futbol ekibiniz mazideki şaşalı günlerinden maalesef çok uzakta. Futbola dair ne gibi yatırımlarınız olacak ? En önemlisi alt yapının durumu nedir?

-Biz kulüp olarak Küçüksu Çayırı’ndaki tesislerimizden çıkartıldıktan sonra maddi anlamda çok fazla şey kaybettik. Küçüksu Mesire Alanında; 4 kafe, 2 futbol sahası, 1 antrenman sahası, bir basketbol sahası ve bir adet sporcuların dinlenebilmesi için yatakhanemiz vardı. Bunların hepsini kısa süre içerisinde kaybettik. Alt yapıya yatırım mahiyetindeki asıl amacımız ise 200-250 kişilik bir futbol akademisi kurmaktı lakin Marmara Üniversitesi ile tesis konusunda anlaşamadık. Göreve geldiğimizde alt yapı faaliyeti gösteremiyorduk fakat biz ilk iş olarak U15 takımını kurduk. Ardından U19 takımını kurduk ve A Takımımıza 5 futbolcu takviyesinde bulunacağız ama öncesinde de demiş olduğum gibi asıl amacımız futbol akademisi kurup futbolcu yetiştirmektir.

Beykoz SK 1908 ile aranızda rekabet var mı?

-Tatlı bir rekabet var desek daha doğru olur sonuçta bu bölgenin iki büyük takımlarıyız. Fakat Beykoz SK ’nın ilçenin milli takımı oldukları yönünde iddiaları var . Biz kulüp olarak bunu tanımıyoruz. Ulusal düzeyde sporcuları olduklarını iddia ediyorlar fakat Ali Rıza gibi bir sporcu yetiştirememişlerdir. (Ali Rıza Bilal; Dünya 5.si olmuş üst düzey kürekçi, Olimpiyat sporcusu)

Anadolu Hisarı ve Göksu mahallelerinin kulübünüze olan ilgileri ne düzeyde?

Kulübümüzün 1.500 kişilik bir taraftar grubu vardı fakat 2012 yılında Küçüksu Çayırı’nda bulunan tesislerimizin yıkılmasından ötürü takımımıza karşı artık küskün olan bir taraftar grubumuz var.

Eğer politik bulmazsanız, Beykoz’da futbola ve diğer spor dallarına olan yatırımı nasıl buluyorsunuz?

Rezalet. Yani Murat Aydın’ı bu yorumun dışında tutalım çünkü kendisi daha yeni başkan olmuş durumda ve kendisine dair ümidimiz var. Murat Aydın kulüplerin; elektrik, su gibi giderlerinin karşılanacağının sözünü verdi. Bu muazzam bir şey fakat Yücel Çelikbilek dönemi kesinlikle rezaletti. Geçmiş dönem siyasileri ile kulübümüzü yönetenler arasında hakaret düzeyine varan yazışmalar yaşandı. Beykoz Belediyesi Hisar’dan ümidini kesti, Hisar’da Beykoz Belediyesi’nden ümidini kesmiş durumdaydı. E tabi böyle olunca da Hisar bugünlere gelmiş oldu. Yinede de durumu sadece Anadolu Hisarı’yla sınırlandıramayız. Örneğin, Paşabahçe’nin belediye tarafından bakımı yapılmayan oldukça eski bir sahası var. Sadece bu sahanın Paşabahçe’ye yıllık maliyeti 80 bin liranın üstünde. Beykoz’a da yeni bir stat yapıldı fakat stadın kimin olduğuna dair tartışmalar sürüyor. Zeki Aksu’ya soracak olursanız tesislerin Beykoz’a ait olduğunu söyler hâlbuki belediye ise tam tersini söylüyor. Zeki Aksu’nun tesislerin başında sadece sorumlu kişi olduğunu söylüyor. Bu açıdan Beykoz’ da ciddi bir karmaşa var diyelim.

Murat Aydın’ın Zeytinburnu’da kurmuş olduğu Buz Hokeyi takımına benzer bir hikaye Beykoz’da da yaşanır mı? Hazır bahsetmişken zararlı madde kullanımı hakkında gençlerimize iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Başkan Cenk Nur: Anadoluhisarı semt sakinleri Murat Aydın'ı dikkatle izlemekte. Sürekli olarak Hisar'a gelir; ilgi alaka gösterirse Hisar halkı bunu karşılıksız bırakmaz. Ancak Hisar içerisinde işletmeleri olan ve Hisar'ı sömüren isimler var. Hisar halkı bu isimleri Murat Aydın'ın etrafında görmek istemiyor.

Asbaşkan İlker Güner: Murat Aydın’ın daha öncesinde üstüne basa basa söylediği şey kürek sporunu canlandırmaktı. Yani kürek sporunu revaç gören bir spor dalı haline getirmekti. Ek olarak bisiklet üzerine de yatırımların olacağı sinyalini vermişti. Kürek sporu için, Beykoz’un ve İstanbul’un deneyimli bir kulübü olan Anadolu Hisarı’nın giderlerinin bir kısmının karşılanacağını, kulübümüze yatırımların olacağını ve kürekteki yapılanmayla ilgileneceğini bizzat kendisi bize bildirmişti. Gençlerimiz hakkında da şunu söyleyebilirim; eski belediye başkanımız Beykoz’da çok fazla spor kulübü olduğunu düşünüyordu ve birçoğunu gereksiz buluyordu ama kapanan her kulüp, kapatılan her spor tesisi, çocukları uyuşturucu batağına sürükledi. Keşke böyle olmasaydı. Oysa Anadoluhisarı ve Beykoz’un diğer nadide kulüpleri uyuşturucunun önünde duran birer kalkandı. Özellikle bizim kulübümüz eğitim ve sporu yan yana getirebilen camialardan birisiydi. Gençlerin olabildiğince sportif faaliyetler içerisinde bulunmalarını destekliyorum ve istiyorum.

Editör: TE Bilisim