Beykoz Belediyesi'nin Meclis toplantılarından birindeydik. Merhum Başkan Yücel Çelikbilek, Cuma günü olması dolayısıyla Meclis Üyeleri'ne Meclis'te yeni açılan Mescit'te namaz kılmayı teklif etti. Toplantıyı da bu nedenle çok uzatmadılar. Bu sırada yine merhum Hızır Yılmaz, CHP'nin Beykoz İlçe Başkanı'ydı ve yanında iki hanımla locadan toplantıyı izliyordu. Toplantı bitince kalkıp indi ancak arkasından gelen iki hanım, merdivenleri inerken çok talihsiz sözler söyledi. Hem namaz hem de cuma ile ilgili... Locada bulunan hepimiz bu söylenenleri dolu dolu duyduk. Bir ara AK Partililer laf edecek oldu ancak bunu yüksek sesle dile getirmekten kaçındılar. Söylenen sözleri de olayı da gazetede yazsak, büyük olaylar çıkabilirdi. Ancak sustuk çünkü bu tür aykırı söylemler ne CHP'yi ne de CHP Beykoz'u yansıtmıyordu. AK Parti'de de benzer aykırılık durumlarında yazmıyorduk. Çünkü o da AK Parti'yi de AK Parti Beykoz'u da yansıtmıyordu.

O günlerde öyleydi durumlar ancak bugünlerde farklı...

Sevgi Kılıç'a bakınca "Genç bir CHP'li" görmeyen ve göremeyenler, dört koldan saldırıya geçtiler. Bizim zamanında yazamadığımız "CHP Beykoz bu değil" sözümüzü ağzımıza tıkayıp, adetâ "Biz buyuz" dediler. Yönetici konumundaki CHP'liler nedense babası da atası da Beykozlu olan ve hatta babası da CHP adına Meclis'te emek vermiş olan bir genç hanımı, linç etmeye çalışıyorlar. Çalışıyorlar diyorum çünkü henüz başaramadılar. Tıpkı Sevgili Cemal Sataloğlu'nda başaramadıkları gibi...

Herkes aynı sözü söylüyor CHP'de: "Bu Cemal Sataloğlu kim kardeşim? Onu buraya kim getirdi?"

Doğru tabi... Haklılar... AK Parti'de de CHP'de de işler hep "birilerinin adamı olmak" üzerinden yürüdüğü için haliyle Cemal Abi'yi merak ediyorlar.

Ben de şimdi hem Sevgi Kılıç Hanımefendi'yi hem de Cemal Sataloğlu Abimizi ifşa etmek istiyorum. Her ikisinin de "kimin" adamı olduğunu ilk kez burada açıklayacağım:

Cemal Abi ile başlayayım: Merhum Yücel Çelikbilek'in Beykoz'da en etkili olduğu zamanlarda CHP'nin ise kendisine karşı bir söylem geliştirmekte zorlandığı zamanlarda CHP Beykoz'un "perde arkasındaki ismi"ydi Cemal Abi... Sabahlara kadar CHP Beykoz İlçe Başkanlığı'nda sabahlayarak, Ahmet'e Mehmet'e bakmadan, kim varsa ilçede ve Meclis'te onlara propaganda yazısı hazırlardı. Özellikle bütçe konusunda Yücel Başkan öncülüğündeki Meclis verilerini araştırır, yorumlardı. Bunlar için yazılar yazardı. Konuşmalar hazırlardı. Öyle Beykoz için uzun uzun konuşan kişiler, Cemal Abinin sabahlara kadar hazırladığı yazıları okurdu. İşte o Cemal Abi, Meclis Üyesi Adayı ilan edilir edilmez  ne yaptı biliyor musunuz? AK Parti'nin en güçlü olduğu yerlerde, fakir mahallelerde kapı kapı dolaştı. Kapı kapı... Oyu CHP'lilerden değil AK Partililerden istedi. Belki yaptığı "Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktı" ama o hiç bu durumu önemsemedi. İnançla CHP'yi ve "altı oku" anlattı. Oyunu hep AK Parti'ye vermiş olan Beykozlulara, yalnız olmadıklarını hatırlattı. Cemal Sataloğlu onun-bunun-şunun adamı olmadı: Halkın adamı oldu. Cemal Sataloğlu'nu Beykoz Belediye Meclisi'ne de İBB'ye de Beykoz Halkı taşıdı. Cemal Abi, Beykoz'un adamıydı.

Gelelim Sevgi Kılıç'a...

Kaç seçim geçti bilinmez ama Beykoz Çavuşbaşı'nda ilk kez CHP'li bir hanım, seçim öncesi kapı kapı dolaştı... Kapı kapı... "E, Ferdi sen nereden biliyorsun?". Ben de Çavuşbaşı'nda oturuyorum da oradan biliyorum. Bizim mahallede gittikten 2 ay sonra bile hep Sevgi Kılıç konuşuldu kardeşim! Böyle içten ve inanmış bir şekilde ev ev dolaşan genç bir hanımın elinde CHP broşürünü kararlı bir şekilde Beykozlu ev hanımlarına dağıtan bir kişi şimdiye dek görülmedi. Zamanında Refah Partili olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın barlarda-pavyonlarda dolaşıp oy istemesi ne ise AK Parti'nin ve muhafazakâr kitlenin kalesi sayılabilecek Çavuşbaşı'nda CHP için oy istemek de aynı anlamı taşıyordu. Ben kendimi de eleştiriyorum: Bir kez olsun gidip sormadık Sevgi Kılıç'a "Acaba ne yaşadın böyle sokak sokak ev ev dolaşırken" diye... Belki bir kitap olabilecek anı biriktirmişti, kim bilir...

Dolayısıyla Sevgi Kılıç'ı da CHP'nin Parti Meclisi Listesine ekleyen ne odur, ne budur ne de şudur: Beykoz Çavuşbaşı halkıdır... Bizim Cumhuriyet Mahallesidir, Baklacı'dır Çiftlik'tir Çengeldere'dir. Beykoz Halkıdır Sevgi Kılıç'ı CHP PM'sine taşıyan...

Gençliğidir, enerjisidir...

Amcası Süleyman Kılıç'ın 20 yıllık siyasi tecrübesidir ve oradan çıkarttığı derslerdir.

Cemal Sataloğlu'nun da Sevgi Kılıç'ın da arkasında Halk vardır kardeşim, Halk... Beykoz Halkı vardır...

Her ikisi de AK Parti'de siyaset yapsa el üzerinde tutulacakken, CHP'de siyaset yapmanın zorluğunu yaşamaktadır.

Ancak büyük büyük harflerle yazmam gereken asıl konu şudur: Cemal Sataloğlu'nun da Sevgi Kılıç'ın da yıpratılması en çok CHP'ye zarardır.

CHP adına yorumda bulunan kişiler, bunu artık anlamalıdır.