Türk Milleti, M.Ö.2000 yıllarından sonra yazılı tarihte yerini almışsa, bunu sadece savaşçı olmasına bağlamak doğru olmaz. Çünkü  TÜRK  bir medeniyetin, bir markanın adıdır. Bu gün de bu markanın mirası kıyasıya harcanmaktadır. Bizi batı medeniyetinin cazibesine kaptıranlar kadar batı medeniyetini; teknolojisinin dışında telaffuz edenler de aynı hatanın esiri yapmışlar, yüzyıllık “asır uykusu” na mahkum etmişlerdir. Halbuki Türklerin en zirve yaptığı dönemler, aynı zamanda dünyaya ışık veren ünlü ilim adamlarının olduğu ve ekonomi ve teknolojinin en zirve olduğu dönemlerdir. Özellikle  Tıp, Astronomi, Coğrafya ve Matematikte dünyaya ışık tutmuş bilim adamları deyince,  aklımıza hemen İbni Sina, Piri Reis, Biruni, Battani, Beyruni, Ali Kuşçu gibi isimler gelir. Türk ocaklarında konferans veren Prof. Ercüment Ovalı, kurtuluş savaşlarındaki başarının altında, “bir Türk veterinerin dayanıklı aşıyı bulmasıyla atlarımızın hasta olmasının önlenmesidir demiştir. En fazla 40 gün dayanabilen aşının Pastör enstitüsünden getirilmesiyle kaybedilecek zaman önlenmiş ve bu icatla düşman askerlerinin atları telef olurken Türk askeri savaş meydanında dipdiri kalabilmiştir, demektedir. 

Dünya devletlerine bir göz attığımızda, güç sırası ekonomik ve teknolojik skalaya göre belirlenmektedir. Bu gün Amerika ve Rusya silah üretimi ve miktarı bakımından birbirine eşit olmasına rağmen Rusya, yüzölçümü olarak iki katı olduğu Amerika’nın, Ekonomide yirmide biri   kadardır. Silah bakımından Rusya dünyada ikinci olsa da, ekonomide Türkiye’ye yakın bir yerdedir.

Dünyada silahı çok olan ülkelerin caydırıcılık özelliklerinden çok öteye gitmeyen ülkelerin  en büyük hedefi içteki huzur ve refahı sağlayamadıklarında, kendi potansiyellerini içe aktaramadıklarında pek anlam ifade etmemeği örnekleriyle doludur dünya.

İlim insanlarına imkan veren ülkeler süper güç olma yarışında bin adım öndedirler. Hangi konuda olursa olsun ilimle uğraşanlara kapılarını ardına kadar açan Amerika, her fırsatta teknoloji hırsızlığı yapan Çin ve Japonya ile, bir trilyon dolar GSMH ile silah üretiminden başka hiç özelliği olmayan Rusya ve Dünya ekonomisinin üst sıralarını paylaşan Avrupa ülkeleri ile Türkiye, rekabet değil işbirliği yapması gerektiğini unutmamalıdır.

Satranç tahtasında Türkiye’nin bulunduğu alan en stratejik alandır ve bu un sorumluluğunu taşıyabilecek idarecilere ihtiyaç dünden daha fazladır. Sadece keselerini doldurmaya odaklanmış yöneticilerle sürüdeki kurt saldırısının önüne geçilmez.

En kısa zamanda Üretim artışına teşvik ve tedbirler uygulanmalı, ilim ve sanatın yollarındaki her türlü engeller kaldırılmalıdır. Özelliklede birçok alanlarda personel ihtiyacı olmasına rağmen, işsizlik sınırının oranlarının korkunç boyuta ulaşması ve devletin bu konudaki programlarının yetersiz oluşu ile bu konuya kafa yoran insanlara rağbet olmaması yüzünden gelecek çok da iyi sinyaller vermemektedir.

Medeniyet, orada yaşayan insanların demokratik, ekonomik kalkınması ile ölçülür. Ülkelerin yöneticilerinin zenginliği, kudreti ile ölçülmez.