Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün altından geçen yük gemisi dümeni kilitlenince sürüklenerek Beylerbeyi tarafında bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarptı. Boğaz çift yönlü gemi trafiğine kapatıldı.


Yalıya çarpan gemi 225 metre boyunda “Vitaspirit” adlı dökme yük gemisi.

[embed]https://youtu.be/lxKyNkj19FU[/embed]

DÜMENİ BOZULAN GEMİ YALIYA ÇARPTI

Gemi, Karadeniz-Marmara yönlü geçişinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü altında dümen gücünü kaybederek Lacivert ve Uskumru restoranlarının olduğu bölgede Hekimbaşı Salih Efendi yalısına çarptı.

GEMİ AHIRKAPI’YA ÇEKİLDİ
Kaza sonrası Boğaz gemi trafiğine kapatıldı. Olayın duyulmasının ardından bölgeye Kıyı Emniyeti tahlisiye botu ve römorkörleri sevk edildi. Olay yerine gelen Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı römorkörler, gemiyi Ahırkapı’ya çekti.



ORTAYA ÇIKAN MANZARA KORKUTTU!


Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün altından geçen Malta bayraklı, yük gemisi dümeni kilitlenince sürüklenerek Beylerbeyi tarafında bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarptı. Boğaz çift yönlü gemi trafiğine kapatıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kaza sonrası ortaya çıkan manzara; 'Ya kuru yük gemisi değil de tanker olsaydı ne olurdu?' sorusuna neden oldu. Kazanın tam da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü altında olması, olası bir tanker kazasında ortaya çıkabilecek korkutucu tabloyu akıllara getirdi.



O YALIDA BİRÇOK DİZİ ÇEKİLMİŞTİ

Tankerin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi yalısını Yalı Organizasyon isimli bir firma işletiyordu. Yalıda düğün ve konser organizasyonları düzenleniyordu. Kanal D’de ekrana gelen izlenme rekorları kıran Bin Bir Gece isimli dizi başta olmak üzere televizyon dünyasının birçok yapımı bu yalıda çekilmişti.

YALIYI HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ’NİN TORUNLARI İŞLETİYORDU
Tankerin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi yalısını Yalı Organizasyon isimli bir firma işletiyordu. Yalı organizasyon şirketinin ise dört ortağı bulunuyor. Bunlar Hekimbaşı Salih Efendi'nin en küçük kızı Sakıbe Hanım'dan doğma torunu Mehlika Hanım’ın kızları iş insanları; Aslı Zeynep, H. Jefra Süveyda, Payidar Zerhan ve Salih Burak.

Yalıda düğün ve konser organizasyonları düzenleniyordu. Piyasa uzmanlarınca yalının piyasa değerinin 90 milyon dolar olduğu söyleniyor.

BÜYÜK BİR FACİA YAŞANABİLİRDİ

Kaza yerinin yalnızca birkaç metre yanında boğazın popüler restoranları bulunuyor. Kazadan sonra lokantada bulunanlar tarafından çekilen fotoğraflar geminin restorana çarpması durumunda belki de çok sayıda can kaybı yaşanabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor.

KILAVUZ KAPTAN: KAZAYA MAKİNE ARIZASI NEDEN OLDU

Kılavuz kaptan, kazaya makine arızasının neden olduğunu söyledi.  Kaza sonrası, olay yerine gelen Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bağlı römorkörler, gemiyi Ahırkapı'ya çekti. Kazanın ardından İstanbul Boğazı çift yönlü olarak deniz trafiğine kapatıldı.

HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ KİMDİR?

Karadeniz eşrafından İsmail Efendi hacı olup Mekke’den döndüğü yıl 1816’da oğlu Mehmet Salih doğdu. Mehmet Salih, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan ergenliğe geçerken Osmanlı İmparatorluğu, Sultan II. Mahmut’un yönetiminde her alanda uygar bir ülke olma yolunda ilerliyordu. Yapılan yeniliklerden biri de, 14 Mart 1827'de, İstanbul'da, Batı’lı anlamda ilk tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin kurulmasıydı.

Fransızca eğitim verecek olan “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane”, 1839’da Sultan II Mahmut tarafından açıldı. Açılış yılında eğitime başlayan öğrenciler arasında Hacı İsmail Efendi’nin oğlu Mehmet Salih de vardı.

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’yi bitirdikten bir yıl sonra Doçent, ertesi yıl da Profesör olan Dr. Mehmet Salih Efendi’nin Tıbbiye’deki çalışkanlığı ve serbest hekimlikte gösterdiği başarısı kısa sürede kulaktan kulağa ulaşarak ünü yayıldı. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, çocuklarına öğretmenlik yapmasını isteyince de, Salih Efendi Mısır’a gönderildi. Bir yıl Kahire’de kaldıktan sonra İstanbul’a döndü ve Saray’da, Abdülhak Hâmid’in dedesi Hekimbaşı Abdülhak Molla Efendi’nin yanında, İkinci Hekimbaşılık görevine atandı. Çok geçmeden, gene Timebet aynı yıl içinde Sultan Abdülmecit'in Başhekimliğine getirildi.

Hekimbaşı olduğu dönemde Avrupada ve Osmanlı topraklarında müthiş bir veba salgını oldu. 1866'da bütün Avrupa’lı hekimleri de toplayarak Galatasaray Lisesi'nde geniş çapta bir konferans düzenledi ve Uluslar arası Karantina kurallarının belirlenmesinde en önemli rolü üstlendi.

Hekimbaşı olarak saray yaşamının içine katılması, Salih Efendi için önemli değişikliklere atılan bir adım oldu. Sarayda gördüğü bir cariyeye âşık oldu. Onunla evlenebilmesi için Padişah’ın iznini alması gerekti. Ne var ki, bu ilk evliliğinden çocuğu olmayınca ikinci bir evlilik yapacak, bu eşinden 3 oğlu (Muhterem, Cevat, Hayri) doğacak ve 2. eşini de çocuklarını 60 yaşında çeşitli hastalıklardan kaybedince aşık olup evlendiği padişahın kız kardeşinin sevgili cariyesi Çerkez güzeli 16 yaşındaki üçüncü eşi Payidar Hanım’dan üç kızı (Übeyde, Meliha ve Sakıbe) doğacaktı.

Yine Saray'a girip Hekimbaşı olarak çalıştığı yıllarda Dr. Mehmet Salih Efendi Anadolu Hisarı’ndan Kanlıca’ya giden yolda, deniz üzerinde olduğu için o gün 'sahilhane' bugün 'yalı' denilen ahşap bir ev sahibi oldu. Önceleri yalnız orta bölümündeki geniş sofa ile altında ve üstünde odaların bulunduğu bu yalıyı, eline para geçtikçe, her iki yanına ekler yaparak büyüttü. Denizden bakınca sol tarafında selamlık, sağ tarafında harem bölümleri bulunan yalının bahçesi ve kara tarafındaki tepelere uzanan arazide ilaç yapımında kullanılan çeşitli bitkiler, meyve ağaçları ve çiçekler yetiştirmeye başladı.

Sultan Abdülmecit’in ölümünden sonra saraydan ayrılan Dr. Mehmet Salih Efendi ölümüne kadar Tıp Fakültesi'nde Nebatat (Botanik) dersleri verdi. Tıp eğitiminin Fransızca yerine Türkçe okutulması için mücadele etti ve sultanı bu konuda ikna etti. Ders kitaplarının Fransızcadan Türkçeye çevrilmesinde büyük katkıları oldu.

79 yaşına kadar uzun ve üretken bir ömür süren Hekimbaşı Salih Efendi, kızı Sakıbe altı yaşındayken bir Bayram Günü Anadolu Hisarı’ndaki bu yalıda öldü (1895). Cenazesi yalıdan kayıkla alındı ve Eyüp Sultan'a deniz yoluyla nakledilip orada gömüldü.

Editör: TE Bilisim