Milli Eğitim Bakanlığı açıklama yapıyor: "Veliler, çocuklarını özel okula yazdırmadan önce araştırma yapsın". Yani? Yani diyor ki Devlet, "Sen mezun olalı 20 yıl 30 yıl olsa da sana ödev veriyorum: Çocuğun için git araştırma yap!". Sayın Devletimiz bir noktayı atlamış: Araştırmalarımızı kendilerinin de yararlanacağı bir şekilde yazılı hale getirip, MEB'e de postalayalım mı? Onlar da yararlansın... Zordur çünkü memuriyet hayatı, biliriz biz asgari ücretleler... Onlar yorulmasın, biz Devletimize destek oluruz...

Beykoz'da cemaatlerin ne kadar etkili olduğunu herkes bilir. Bu ilçemiz, ezelden bu yana dini hassasiyeti olan kişilerin yaşadığı bir yerdir. Ben şahsen söylüyorum ki, aslında cemaatlere falan karşı değilim. Yani Allah konusunda sorularına ya da sorunlarına bir vatandaş eğer Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan camiden, imamdan bulamıyorsa, cemaatten buluyorsa, kendi bileceği iştir. Ha, eğer gelip bana sorsa, ben kendisine ülkedeki hiçbir cemaate gitmemesini, gerçek cemaatin de camiler ve etrafındaki mahalleler olduğunu ve Diyanet İşleri'nde de sorularına tatmin edici yanıt bulabileceğini söylerim. Ama bana sormazsa da kendisi bilir. Cemaatlere bu açıdan karşı değilim. Ancak okullaşma, dernekleşme ya da vakıflaşma konsunda arz ortaya koyduklarında, bunun yanlış olacağını her zaman dile getirdim; yine getiririm. Ben daha önce özellikle 'yardım parası toplama' işlerinde de Devletin tek söz sahibi olmasını istemiştim. Yani asgari ücreti yükseltsinler ve işverene de asgarî ücret konusuda Devlet olarak destek versinler; zaten sorun kalmaz. Yardım etmek isteyen de sadece Devlete eder, böylece sorun da yaşanmaz.

Devletimiz, Başkanlık Sistemine geçti geçmesine ancak bunun eski sistemden daha iyi olduğunu söylemek söylemek için vatandaşı elle tutulur-gözle görülür bir eyleme tanık etmeye ihtiyaç var. Şimdi eğer bu özel okullar konusu eski sistemde bir problemse, bu problem yeni sistemde önce 'teşvik' edilip, sonra sektörden teşviği geri çekip velileri ve öğrencileri bir bilinmezle başbaşa bırakmakla çözülemez. Vatandaş, yaşadığı sıkıntıları da asla unutmaz. Bunu en iyi siyasilerin bilmesi gerekir. Bu ülkede vatandaşlar, başka memleketlerde olduğundan daha uzun süre çile çeker, sabrederler ancak zamanı geldiğinde de tepkisini gösterir. İnsanları doldurmaya, dolan kabı da üzerine basa basa taşırmaya kimsenin hakkı yok.

Bu özel okullardan Türkiye genelinde en çok bilinenlerden bir-ikisini şahsen biliyorum. Şimdi Devletimize de bildiklerim ışığında soruyorum: İlçe ya da il Milli Eğitim toplantılarına özel okullardan kaç tanesi Müdür, Müdür Yardımcısı ya da bir tane yöneticisini göndermiştir. Ben yanıtlayayım mı? Sıfır. Evet sıfır. Bu toplantıların, milli eğitim içerisinde mutlak kayıtları vardır. Geriye doğru bir bakın, kaç özel okulun temsilcisi görülecek? Resmen özel okullar Milli Eğitimi zaten kaale almıyor ki? Milli Eğitim kim peki? Devlet... Yani Devletin parçası... Dolaylı da olsa özel okul sahipleri Devleti bile kaale almıyorlar. Peki, bir de tersinden bakalım mı?

Yine Devletimize sormak istiyorum: Bu özel okullardan kaç tanesi denetlenmektedir? En ufak bir 'sendikal' karşıtlık, siyasi ayrılık yaşandığında memleketin en düzgün Müdürlerini, öğretmen olarak fîzana süren sevgili Milli Eğitim İdarecileri, acaba kaç özel okulda denetim yapıp, kaçında cezai işlem gerçekleştirmiştir? Hadi bildiğim yerden sorayım, işinizi kolaylaşyırayım: Bu kişileri denetlemekle görevli kişileri, denetim sonrası kaç yerden 'baskı' yapılıp aranmışlardır. Sayın Milli Eğitim Bakanlığımız 'isimsiz' bir kampanya düzenleyip, tüm geçmiş denetçileri bu konuda yaşadıklarını kimlikleri belli olmayacak şekilde anlattırsın, var mısınız? Bakalım bu proje sonrası kaç bin sayfa şikayet okuyacaklar?

Velilere "Gidin araştırın" diyemezsiniz, Saygıdeğer Devlet Yetkililerim. Devlet, vatandaş için vardır. Devlet vatandaşına yardımcı olmalıdır. Devlet, vatandaşın kaderini belirler; vatandaş Devletin değil. Bakınız, siyasi olarak da aynı hatayı yapıyorsunuz: Devlet, vatandaşlar arasında ayrım yapmaz. Sayın siyasilerimiz bir türkü tutturmuş: "HDP eşittir PKK... CHP de HDP ile ittifak kuruyor o zaman CHP'de dolaylı olarak PKK'ya destek veriyor" diyor. Etmeyin... Eğer bu kadar 'kesin' ise durum, Devlet gereğini yapar ve partiyi kapatır. Zamanında Bankasya için de Zaman Gazetesi için de aynı şey olmuştu. Hukukun 'oluru' ve Devletin kapatması beklenmeden, bankada işlem yapan ve gazeteyi alan herkes terörist ilan edildi. Etmeyin. Bu şekilde hiçbir sorun çözülmez ve dahası sorunlar daha da büyür.

"Sen süpermarketten alış veriş yaparsın ama cenazeni mahalle bakkalı kaldırır" sözünde olduğu gibi sen yukarıda HDP eşittir PKK dersin ama aşağıda senin uzantıların "Ben HDP'li kardeşlerimin de oyuna talibim" der. Olmaz yani... Bu strateji tutmaz, kendi kendinle çelişirsin.

Özetle: Özel okullar Devletin denetimindedir; öyle olmalıdır. Bankalar, Devletin denetimindendir; öyle kalmalıdır. Siyasi partiler de

aynı şekilde Devlet denetimindedir. Devlet dediğimiz 'şey' ise içerisinde Kuvvetler Ayrılığının olduğu, binlerce kurumun ve buralarda çalışan onbinlerce memurun olduğu dev bir sistemdir. Sen eğer bu sistemi toptan değiştireceksen, ortaya da somut bir şeyler koyman gerekir.

Yoksa veliler ve öğretmenler Allah'a emanet yaşarlar. Hoş, Allah da yardım eder elbet onlara ama senin iki cihanda saadetin olmaz. Dünyada vicdanın, ahrette ise inancın doğrultusunda hayal ettiğin tüm azaplar seninle baş başa kalır.

Etme...
Editör: TE Bilisim