Üzerinde en az konuştuğumuz konu ekonomi ve fiyatlar; dolayısıyla da enflasyon ve buna bağlı olarak da zamlar. Son günlerde vatandaş, patlıcanın kilosunun 10 lira olduğundan yakınırken, sadece 3 kilo patlıcan fiyatına aldığı etten ise oldukça memnun gibi görünüyor. Yani yılların Türk klasiği 'karnıyarık' belki de tarihte ilk kez içeriği ters yüz edilerek pişirilecek: Patlıcanın içine kıyma değil de kıymanın içine patlıcan konulacak. O duruma geldik. Peki, kilosu 30 liraya güle oynaya aldığımız et, ülkede hangi dengeleri değiştiriyor? Bir zamanlar zeytinin kilo fiyatını 4'e katlayan et fiyatı, bugün nasıl zeytinden ucuza satılabiliyor? Anlatalım...

Bir kere bu işle ilgili hiç polemik üretmeden konuşacağımı baştan söyleyeyim. Yani, "Efendim, bu etin kilosunun 30 lira olmasının arkasındaki güçler kimlerdir, Uçaklarla kim ülkeye et taşıyor? Gelen etlerle birlikte 'yerli' üretici ve kasap kan ağlarken kimler zenginliğine zenginlik katıyor?" falan demeyeceğim. Yok, yok öyle korkumdan falan değil... İşin ayrıntısını belgeleriyle ortaya koyulamadığından... Ben işe biraz bilimsel açıdan yaklaşacağım...

Önce ürün ve üretim fiyatları üzerinden bir analiz yapalım:

Bundan tam 20 yıl önce 2000 yılında etin kilosu ne kadarmış, biliyor musunuz: 3 milyon Lira... Peki, aynı yıl zeytinin kilosu ne kadarmış: 750 bin lira... Bugün nasıl manzara peki? Bugün etin kilosu 30, zeytinin kilosu ise 35 ila 40 lira arası... Yani kahvaltıda zeytin yiyeceğine, köfte ye; o derece...

Gelelim son 10 yıllık fiyatlara...

Önce ete bakalım: 2010 yılı Temmuz ayında ne kadarmış karkas etin kilosu: 16 Lira... Peki bugün yani 2019 yılında ne kadara çıkabilmiş: 28 Liraya... Kaç katı ediyor son 10 yılda: Birbuçuk katından azıcık hallice değil mi? Yani etin karkas fiyatı 2 katına bile çıkamamış son 10 yılda...

Geçelim diğer ürünlere ve üretim unsurlarına:

Son 10 yılda aşağıdaki artışlar yaşanmış:

Asgari ücret: 3 katı
Elektrik: 2 katı
Doğalgaz: 2 katı
Su: 2 buçuk katı
Mazot: 2 katı
Patates: 3 katı
Soğan: 5 katı

Şimdi diyeceksiniz ki, "Kardeşim etin kilosu 30 lira normal aslında... Bu artanların azalması lazım". Haklısınız... Ancak durum öyle kolay değil:

Öncelikle artan bu kadar fiyattan ve zamdan sonra ette artış olmaması, bu işin içinde olan dürüst esnafı sıkıntıya sokuyor. Esnaf, güvenilir, sağlıklı et yerine 'ucuza' kendisine sunulan etleri tercih etmek zorunda kalıyor. Hizmetin kalitesi düşüyor çünkü bu işte çalışan kişiler hem üreticinin hem de satıcılığı üstlenen kasabın maliyetlerini yükseltiyor ve doğal olarak hepsi işçi çıkartmak zorunda kalıyor.

Son olarak da belgesiz konuşmayacağımı söyledim ama size 2010 yılından bir belge de sunmak isterim. Zamanın Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Sayın Fazlı Yalçındağ, bakınız 12 Temmuz 2010 tarihinde nasıl bir açıklama yapıyor:

"Büyük üreticinin elinde kesimlik hayvan çok, küçük üreticinin elinde ise hayvan yok. Bazı büyük üreticiler, et fiyatının düşmesini engelliyor. Biz ise Hükümetin canlı hayvan ithalatını destekliyoruz. Yeni yapılacak ithalat ile et fiyatlarındaki artış durabilir".

Dediği gibi de oldu Sayın Başkanın... Hükümet ithalata bir başladı, içerideki fiyatlar tam durdu. Milim oynamadı.

Ha, bu arada... Bundan 10 yıl önce Kasaplar Federasyonu Başkanı olan ve Hükümete et ithalatı konusunda destek veren Başkan Fazlı Yalçındağ var ya? O da yerinden kımıldamadı.

Hâlâ Başkan...

Allah başımızdan hiç eksik etmesin...
Editör: TE Bilisim