Kızmıyorum!

Rasyonalist bakış açısı ile otokontrol mekanizmasını ne zaman devreye alacağımı biliyorum hepsi bu.

Nasılsa bizler “kadın, erkek, çocuk” tüm bireyler;

Çağlar öncesi, uzun zamanlar öncesi ya da bir kaç adım öncesi fark etmeksizin, öğrenemedik septist ruh halimizden sıyrılıp sağlıklı bireyler olmayı. Kişiliğimize tanımlayamadığımız duyguları, kimliğimize yansıtamadık ve en büyük eksiklikti bu insanlıktan. Kelimeleri kendi anlamlarında kullanmayı bıraktığımız günlerden beridir, insanlık paramparça bir bütün değer için savaşıyor!

Fakat başımız sağ olsun.

Bir gün sevişmenin seksten daha kıymetli bir eylem olduğu ayrımına erişirsek bütün uzuvlarımız huzura kavuşacak. Bu bir temennidir.

Belki bir çocuk, çocuk kalacak, belki bir kadın daha nefes alacak, belki bir erkek adam olacak. Yazık ki bu da bir temenni!

Hayatın zeminini kaygı, korku ve kuşku üzerine kurup, üzerinde mutlu hayaller kuramayız. Kelebekleri öldürdüysen ömründe bir kez dahi olsa, katil olmadığını söyleyemezsin.

Zamanın bizi getirdiği yer cezbedici fakat ince ince nefret sirayet ediyor tüm hücrelerimize. Oysa sevmeyi bilmemek dünyanın en büyük cahilliği iken, bir kaç olasılıkla üst akıl ilan ettiğimiz, belki bizden biraz daha çalışkan ve hırslı adamların hesabına uyduk. Bizleri derecelendirmelerini ve belgelendirmelerini izledik. Bir ihtimal doğru saydıkları teorilerle bir kaç rakamın yan yana gelmesi ile kanıtlıyoruz büyük insan olma çabalarımızı.

Üstünlük kurma hayalleriniz sadece içine ego boşalttığınız ütopyanız olabilir. İtiraf etmeliyim antrofobik değilim severim tüm canlıları içinde insanında olduğu fakat prensipte zorlanır oldum.

Geceyi gündüze bağlayan o zaman aralığında, derin uykularınızda dünyanın durduğunu söylesem!

Mümkünatı yok, fakat dünyayı sürekli uyuyarak duduruyorsunuz!

Bakmadığınız yerlerde milyonlarca gerçekten uzaklaşıp, milyonlarca kez yanılıp, yenilip nefreti çoğaltıyorsunuz. Siz uyudukça dünya duruyor, dönen yalnızca birkaç uyanığın dolapları. Mutlu sayabileceğimiz herşey geçmişe yüklediğimiz “saflığımız”, hiç birşeyi bilmezken bilmemenin verdiği rahatlık. Tecrübeyi de yanımızdakilerden ediniriz. Siz hayat dersi derseniz ben size ihanet derim. Bir terkediliş, bir aldatılış, bir dolandırılmışlık, yolun yarısında nasıl yarım bırakıldığınızı sorarım!

Ve yer yer biz yeryer siz diye başlayıp devam eden, sitemlerle dolu bir çığlığın sonunda yaşam diye bir gerçeği hatırlatacağım, kozmik bir kural yaşıyoruz!

Yinede;

Hayatın güzel yanı her gün yeniden başlaması ve başlayan her günün yeni bir başlangıç olması!

Sil baştan insan olmaya karar versek bir gün tüm dünyalılar, bu da fazla ütopik değil mi?

İşte ideolojik yıkımın başladığı yerdeyiz!
Editör: TE Bilisim