Belki Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek gibi Muharrem Kaşıtoğlu da şimdi yazacağım yazının bir AK Partili tarafından yazılmasını tercih edecektir. Yazılarımı yazarken 'aşırı objektif' olma hevesim, kendisi hakkında övgü dolu sözler ederken bile okurken kişinin ağzında kekremsi bir tat bırakıyor. Ancak yine de ben içimde herhangi bir ukte kalmaksızın şu yazıyı yazmanın keyfini yaşamak istiyorum.

Benim ilk tanıdığım Muharrem Kaşıtoğlu, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı falan değildi. Hayatını kitaplara ve kitap korsanlarıyla mücadeleye adamış bir vatandaştı. Sonra Beykoz'dan Sultan Ahmet'e giderek, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı seçildiği seçime tanıklık ettim. Beykoz'un dışında bir yere Beykoz'dan birisi için gitmem yeni değildi ancak belki de yaptığım en güzel haberdi. İnsan, kendi memleketinden birisi için böylesi gurur duyduğu anları yaşayınca, kendisini iyi hissediyor.

Sonra bir kitabını gördüm Muharrem Kaşitoğlu'nun... "60'lar hikâye, 70'ler terane, 80'ler şahane" adlı kitabını... Biraz karıştırdım ve içten bir şekilde ama aynı zamanda da profosyonel cümlelerle kurulmuş cümleleri gördüm. Beykoz'da böylesi entelektüel bir kişinin olması ve üstelik Beykoz Belediye Meclisi'nde yer alması daha çok mutlu etti beni... "İşte" dedim... "Keşke bunun yerine başkası Meclis Üyesi olsaydı" demeyeceğim bir isim daha... Beykoz'da Meclis Üyeliğini en çok hakedenlerden birisi...

Muharrem Kaşıtoğlu'nun entelektüel birikimini övmem ve onun kitap diline yönelik hayranlığım, eşini tanıyana kadar devam etti. Ne zaman ki eşi Nimet Hanımefendi'yi tanıdım, işte o zaman "Kaşıtoğlu'nun mayasının neden bu kadar sağlam olduğunu" da anladım. Her ikisiyle de konuştukça şunu hayal ettim: Geceleri uykusuz bir şekilde kitap yazan Muharrem Bey, zaman zaman eşi Nimet Hanım'dan yardım istiyor ve Nimet Hanım da gelip son paragrafı okuyunca eşini tatlı sert azarlıyor: "Son paragrafta yine konudan kopmuşsun Muharrem! Öyle mi yazılır?"

Karı-koca olmanın dışında iki iyi arkadaş ve iki iyi dost da olduklarına inandığım Nimet-Muharrem Kaşıtoğlu çifti bana hep geleceğin Ayşe-Yücel Çelikbilek çifti olacağını düşündürttü. Beykoz'da özellikle eski olanlar bilirler ki, buraya gelmiş pek az 'yabancı gelin' bu denli sevilirdi. Ayşe Çelikbilek, hem Beykoz'a İstanbul'un en eski kültürlerinden olan Fatih Kültürü'nün güzelliklerini taşımış hem de Beykoz kültürüyle bunu Soğuksu mahallesinde güzel bir şekilde harmanlamış bir kişi... Yücel Bey ile birlikte asla yaşamın STK yanından bir adım ayrılmamışlar. Ellerindeki avuçlarındakini, etrafındaki komşularıyla paylaşmışlar. Tabi, hayatı boyunca komşunun oğluna gofret bile almamış olanlar, bu dediğimi anlayamazlar. İşte, Kaşıtoğlu çifti de geleceğin Çelikbilek çifti olmaya adaylar. Bundan 20-25 yıl sonra Muharrem Kaşıtoğlu'nu ziyaret  eden ve yeni tanıyan kişiler; nasıl ki şimdi Yücel Çelikbilek ile yeni tanışanlar, aslında elini sıktığı adamın yarısının da Ayşe Çelikbilek olduğunu anlamıyorsa, Muharrem Bey'in elini sıkanlar da karşılarında duran adamın yarısının Nimet Hanım olduğunu bilemeyecekler.

Kastamonulu olan Muharrem Kaşıtoğlu'nu sevmediğini söyleyen bir Kastamonulu görürseniz ya da duyarsanız Beykoz'da pek şaşırmayın. Çünkü onlar, cebindeki şahsi parasını "Otobüsle Kastamonuya gideceğim Başkanım, param yok" diyen ya da "Başkanım, çok ihtiyacım var" diyen hemşerisine verdiğini bilmezler. Memleket ayrımı yapmadan, işi hakkıyla iyi yapana verdiğini anlamak istemezler. Kendisi gibi Beykoz Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış bazıları gibi telefonu 50 kere çıldırmadan 1 kerede açıp, derdini dinleyip gereğini yapmasını takdir etmezler. Gamsız adamdır Kaşıtoğlu'nu sevmeyen varsa... Vefasız adamdır... Açgözlü adamdır...

Onun için Melih Gökçek çığırtkanlığı yapıp, ta Ankara'dan İstanbul'u arayan, saatlerce gece vakti Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'i taciz üstüne taciz eden insanlar, Muharrem Kaşıtoğlu'nun kıymetini bilemezler. Yalnızca Muharrem Kaşıtoğlu gitsin diye Beştepe'nin kapısında yatan adamlar, tek kelimeyle korkaktırlar. Neden korkmaktadırlar?

Çünkü anlı şanlı AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Hanefi Dilmaç'ı Twitter'da 300 kişi, yeniden Gençlik Kolları Başkanlığına seçilen Furkan Çeliker'i 500 kişi takip ederken, Muharrem Kaşıtoğlu'nu 60 bin kişi takip etmektedir. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'in bile 25 bin takipçisi, Beykoz Belediyesi'nin 21 bin takipçisi olduğu düşünüldüğünde, Muharrem Kaşıtoğlu'nun 60 bin kişilik takipçisi önemli bir rakamdır. Bu yüzden Melih Gökçek çıkışı Türkiye'de gündem yaratmıştır. Bu yüzden Bülent Arınç'ın ardından Gökçek ile ilgili en çok konuşulan 2. isim olmuştur. Tabi, Gökçek'in Kaşıtoğlu'nun istifası sonrası zafer kazandığını sananlar, AK Parti Beykoz teşkilatının Kaşıtoğlu'na sahip çıkması ve hemen ardından da Gökçek'in zorunlu istifası sonrası hayal kırıklığı yaşamışlardır.

Daha önce de yazılarımda belirtmiştim ki, Beykoz'dan eğer TBMM'ye Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 isim alacaksa,  Salim Öztürk ve Mehmet Gürel'le birlikte Muharrem Kaşıtoğlu'nu içi rahat eder şekilde çağırabilir. Hatta çağırdıktan sonra ve yakından tanıdıktan-birlikte çalıştıktan sonra Milletvekili Muharrem cratosslot Kaşıtoğlu'na kısa sürede Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığını gönül rahatlığıyla teslim edebilir. Beykoz'dan Meclise 3 adam alacaksa 1'i Muharrem Kaşıtoğlu'dur ama 1 kişi alacaksa da o kişi yalnızca Muharrem Kaşıtoğlu'dur. Belki 3 kişi olduğunda Mehmet Gürel için zorlanır çünkü Mehmet Bey CHP'de...

Bu yıl 4.'sü düzenlenen Beykoz Çocuk Kitapları Fuarı, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiyse, bu Muharrem Kaşıtoğlu'nun sayesindedir. Başkanlığını yaptığı Türkiye Basım Yayın Birliği de Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde Beykoz da eğer ulusal basında bu denli çok yer aldıysa, nedeni Muharem Kaşıtoğlu'dur. Beykozlu aileler eğer kitaba daha az bütçe ayırıyorsa, nedeni Muharem Kaşıtoğlu öncülüğünde Belediye Kültür İşleri'nin yaptığı bağışlardır. Halen Çavuşbaşı'nda bulunan Beykoz İmam Hatip Ortaokulu'na istenen kitap yardımlarının ulaşmaması da Muharrem Kaşıtoğlu'nun Belediye Başkan Yardımcılığından istifa etmesi nedeniyledir. Yahu, bir okul Belediye'den kütüphanesi için kitap istiyor; koskoca Belediye bir kamyon kitap gönderecekken 2 koliye 30 kitap koyup Çavuşbaşı İmam Hatip Ortaokulu'na yolluyor.

Ne düşünüyor acaba kitap göndermeyen Belediye yetkilisi? "Ya, bunlar zaten ya İmam ya Hatip olacak. Hem daha ortaokuldalar, küçükler. Ne kitabı okuyacaklar?" mı diyor? Beykoz'da bir tek İmam Hatip okulu, Boğaziçi İmam Hatip mi? Diğerleri okul değil mi? Hayırdır? Çavuşbaşı'nda eskiden Cübbeli Ahmet Hoca'nın vaaz verdiği ve sonra elinden alındığı yerde duran 3 okula 'ambargo' mu uyguluyorsunuz? Hepimizin sevdiği İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay'a baskı mı uyguluyorsunuz, "Aman buradaki 3 okula fazla yüz vermeyelim" diye? Beykoz'un ödüllere doymayan Çavuşbaşı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Müdiresi Nuray Özkan, bir teşekkürü hak etmiyor mu yahu? Hemen yanında duran İmam Hatip Ortaokulu'nun kütüphanesine 500 kitap göndermek; orada okumak isteyen öğrencileri dünya edebiyatıyla tanıştırmak bu kadar zor mu? 10 yıldır söylüyoruz daha bu bölgedeki okullara çocukların damperli kamyonlar arasından ecel teri dökerek gitmesi engellenemedi. Bu 3 okul neden öksüz, neden yetimdir; anlamıyorum. Ama Muharrem Kaşıtoğlu görevde olsaydı, durumun daha başka olacağından da eminim.

Muharrem Kaşıtoğlu ile ilgili uzunca yazdığımı düşünenler, yanılıyorlar. Onu yakından tanıyanlar ve bu anlattıklarımın daha fazlasına canlı tanıklık edenler, az bile söylediğimi bilir. Sizlerden bir ricayla bu Pazar günü yazımı bitiriyorum: Lütfen bir şekilde Muharrem Kaşıtoğlu imzalı Beykoz Masalı'nı edinin ve çocuklarınıza okutun.

Ben sizin yerinizde olsam, kitabı Muharem Kaşıtoğlu dışında eşi Nimet Hanıma da imzalatmaya çalışırdım. 3 çocuk annesi bu kadının da Muharrem Bey'in masalında tuzu olduğuna eminim.
Editör: TE Bilisim