Doğrudur, ben de isterdim şu yeni keşfettiğim Netflix dizileri hakkında yazı yazmak... Ben de isterdim, okurken kitabın yarısında beni hayal kırıklığına uğratan Dan Brown'un eski performansından uzakta olmasının nedenlerini tartışmak... Ben de isterdim Salvador Dali ile ilgili son aylarda neden karın ağrısı çektiğimi sizlerle paylaşmak... Sosyo-kültür yapımızla ilgili tespitlerimi dile getirmek... Türkiye ile Avrupa Devletleri arasındaki 'işgücü farkını' derinlemesine incelemek... İrdelemek... Yani Beykoz'da aslında bu konular dururken, siyaset yazmaya zorlanıyorum ya, daha ne diyeyim. Üstelik böylesi vahim bir konu ile ilgili olarak...

Beykoz, uzun zamandır ülke genelinde 'uyuşturucu' ile anılırken, ne yazık ki şimdi de 'tecavüz' olayı ile anılacak. Çok ama çok haksız bir şekilde üstelik... Beykoz'da bu kadar anlatılması gereken güzel olay varken, ilçe adının uyuşturucu ve tecavüzle anılır olması ne kadar da acı... Ancak kim suçlu bu konuda? Yerel medyamız mı? Hayır! Ulusal medyamız... Güzel haberlerde yerel medyamızın ismini bile yazmayan ulusal medya, bakıyorum da konu tecavüz olunca hemen kaynağın ismini verivermiş. Sorumluluk kabul etmiyor tabi... Yayıncılık bir sorumluluk işidir. Ben hep söylüyorum ve son 10 yılda da bu sözümü ispat eden bulgularla daha çok karşılaşıyorum: Türkiye'de yerel medyamız, ulusal medyamızdan daha bilinçli ve daha cesur. Pek çok konuda bu böyle... Bizim yerel medyamızda eleştirildiği kadar AK Parti ulusal medyada eleştirilemiyor bile... Eskiden yerel medya 'öylesine' çıkartılırdı. Şimdi son derece ciddi hazırlanıyor. Üstelik kıt-kanaat yapılıyor bu işler.

Şimdi gelelim konumuza...

Bir şekilde ortaya çıkmış ya da çıkartılmış olan 12 yaşındaki kız çocuğuna 15 kişinin toplu tecavüzü olayı sonrası, CHP Beykoz İlçe Teşkilatı, resmi bir açıklama yaparak, tüm yerel medyaya bunu servis ediyor. Peki, ne yazıyor bu açıklamada? Aynen yazıyorum:

"Ülkemizde ve Beykoz’umuzda bu tür sapıklıkları , bu kötü gidişatın alt yapısını sizler yarattınız. AKP’nin 16 yıllık iktidarındaki bu AHLAKİ çöküntüyü yaratan anlayış ve zihniyetin temsilcileri utanmadan arlanmadan Beykoz da gezmeye devam edeceğinden hiç şüphemiz yok."

Yahu şu yazıyı bir AK Partili yönetici alıp mahkemeye verse, ne olacak? Böyle sorumsuz bir iş yapılır mı? Bu ne işgüzarlık, bu ne aymazlık? Çocuk daha 12 yaşında... Bu kızın yaşlarında kızı olan AK Partili yöneticilerimiz var. Torunu bu yaşta olan AK Partili yöneticilerimiz var. Onlara yönelik böyle bir isnat yüklenebilir mi? Bu neyin oy kavgasıdır? Bu neyin hesabıdır? Yarın, bu hakaret ettiğiniz ve böylesi bir vahim olayın ardından sırf siyasi rant elde etmek uğruna yüreğini yaktığınız AK Partililer ile Beykoz Belediye Meclisi'nde yüz yüze nasıl bakacaksınız?

Ondan sonra da "Efendim, Yücel Çelikbilek bize Meclis'te şunu diyor, bunu diyor" demeyin!

Gelecekte bu sorumsuzluğunuzun bedeli olarak, Yücel Başkanı mumla arayacaksınız.

Ayıptır!
Editör: TE Bilisim