Son günlerde Beykoz'da "düşman" arayışı başladı. Birileri Beykoz'da işi gücü bırakıp, düşman avcılığına başlamışlar. Beykoz'u 2 dönemdir yöneten Yücel Çelikbilek ve ekibi ne ilginçtir ki, partisi tarafından Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın Beykoz Belediye Başkanı Adayı olarak gösterilince, bir anda "başarısız" ilan edildi. Utanmasa birileri "Ya, kardeşim ben zaten Yücel Çelikbilek ve ekibini hep eleştiriyordum. Bunlar yan gelip yattılar, Beykoz'da hiçbir şey yapmadılar. Bana sorsalar ben de Sayın Murat Aydın'ı aday gösterirdim. Zeytinburnu'nu ihyâ etti, tabi Beykoz'a da çağ atlatacak. Yücel Çelikbilek ile bu iş olmazdı" diyecek. Bazı AK Partililer, 180 derece dönüverdi. Murat Aydın'a tepki olsun diye AK Parti'den ayrılanları "AK Parti içindeki pislikler temizleniyor" şeklinde yorumlayanlar, gelecekte AK Parti'den ayrılacaklara da şimdiden gözdağı veriyorlar. Makro siyasetin bir benzeri, üzüntü verecek bir şekilde mikro siyasete yansıdı. Birileri Murat Aydın'ın karşısında "düşman" yaratmak istiyorlar ve bunun Beykoz'da bir karşılığının olacağını sanıyorlar.

Yanılıyorlar...

Beykoz'da 'yerel' seçimin çok farklı bir havası vardır. Neden mi? Çünkü Kadıköy gibi Esenler gibi birbirlerini tanımayan insanların sandığa gittiği bir yer değildir burası... Burda yaşayan 250 bin insan, büyük çoğunluğuya birbirlerini tanıyan insanlardır. Daha önce de yazılarımda yazmıştım: İstanbul'un 45 mahallesiyle en geniş toprakları Beykoz İlçesi sınırlarında olsa da birisi Riva'da hapşursa, Elmalı'dan birisi "Çok yaşa" der. Birisinin Yenimahalle'de ayağına diken batsa, Cumhuriyetköy'den birisinin canı yanar "Ah" der. Bizim Beykoz, böyle bir yerdir. Gidin en CHP'lisine mesela yıllarca CHP'de siyaset yapmış olan İsmet Konca'ya yılların Refah Partili ve AK Partili siyasetçisi Yücel Çelikbilek hakkında tek bir kötü söz işitemezsiniz. Gidin, Beykoz'un en Kastamonulusu yıllarını sivil toplum hareketine harcamış Ka-Der Başkanı Süleyman Çalık'a Giresunlular ile ilgili tek bir kötü söz işitemezsiniz. Gidin Beykoz'un HDP'lileri ile konuşun, Ardahanlılarıyla konuşun; hemen hepsinin ilçede farklı siyasi partilerde Beykoz için mücadele den dostları-arkadaşları vardır. Bizim Beykoz olarak derdimiz hep ortaktır. Türkiye'nin genel siyasetinde yer alan pek çok "yanlış" bulunan ayrışma, bizde olmaz. Bizim öyle "Nereden inceldiyse, oradan kopsun" diyecek ne siyasi anlayışımız ne de toplumsal hareketimiz asla olmaz. Neden? Çünkü dedim ya, hepimiz iç içe yaşarız. Öyle Beykoz'da "kurtarılmış bölgeler" falan yoktur.

Camilerimizde bir araya geliriz. Bizde camiler, onlara-bunlara-şunlara ait değildir. Kahvehanelerimiz bile çoğunlukla "sizinkiler-bizimkiler" diye ayrışmamıştır. Gelin, bakın Çavuşbaşı'nda yan yana kahvehanelerimiz vardır. Yan yana... Beykoz'daki kahvehaneler bile "karşı karşıya" gelmemiştir. Sandalyelerimiz yan yana durur, masalarımız yan yana durur. Beykoz'da Selamunaleyküm diyene Aleykümselam; Günaydın diyene günaydın; hayırlı işler diyene hayırlı işler diye karşılık verilir. Buranın dokusu farklıdır.

Peki, Yücel Çelikbilek ne yapmıştır Beykoz'da...

Yücel Çelikbilek, ilçede yaşayan 250 bin vatandaşı düşünerek hareket etmiştir. Tapu konusunda eğer Yücel Çelikbilek olmasa, ilçedeki binlerce vatandaş, Devlet ile direkt karşı karşıya gelecekken; kendisi Devlet ile vatandaşın arasına girmiştir. Sadece Beykoz'a öel yasalar çıkartılmasını sağlamıştır. Büyük eleştirilere, yalnızca ilçede yaşayan vatandaşların selameti adına göğüs germiştir. Kendi partisinin üst düzeyinde olan yöneticilerle her karşı karşıya kaldığında, onları "tecrübesiyle" ve "kendisine duyulan büyük saygıyla" ikna edebilmiştir. Şimdi Yücel Çelikbilek için ezbere konuşup, "Ne yaptı Beyko için?" diyen insanlar, Yücel Çelikbilek'in yaptıkları elle tutulur-gözle görülür olmadığı için onun kıymetini bilememektedir. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, görev yaptığı 10 yıllık dönemde Beykoz'un tarihini değiştirmiştir bir insandır. Peki, Yücel Çelikbilek olmasaydı, ne olurdu; onu da söyleyeyim mi?

Eğer Yücel Çelikbilek olmasaydı, Beykoz'da Devlet ile karşı karşıya gelecek olan vatandaşlar, büyük bir felaketin eşiğine geleekti. Şimdi oturduğu yerleri uygun fiyata alabilen vatandaşlar, bu kez Devlet'in devreye girmesiyle, bunun en az 5 katı belki 10 katı bir faturayı ödemeye mecbur bırakılacaktı. Kendi evinin borcunu ödeyemeyen, bunalıma giren Beykozlular, çok acı olayların ilçedeki mimarı olmaya başlayacaktı. İlçede intiharlar olacak, isyanlar çıkacaktı. Büyük buhranlar yaşanacaktı. Ekonomik olarak zor duruma düşen Beykozlular, bu sıkıntılarını giderebilmek adına "Ne olursa olsun" diyerek hareket edecekti. Sizler, Görele Mahallesi'nde 2014 yılı Ramazan ayında neler yaşandığını pek bilmezsiniz. Lütfen gazete arşivlerini tarayarak, bakınız o gün neler yaşandı? Bir gidip konuşun CHP'li eski Belediye Meclis Üyesi Hayrullah Usta ile acaba o gün neler yaşandı? Kendi kişisel cep telefonunu hiç tereddüt etmeden Belediye Başkanı seçildikten sonra yaptığı ilk "Teşekkür" konuşmasında Beykoz'un ortasında bağırarak veren Sayın Yücel Çelikbilek'e sorun. Bir sorun yahu... "Yücel Çelikbilek Beykoz'da ne yapmış?" diyen birisi Allah rızası için bir sorsun Yücel Çelikbilek'e "Başkanım, 2014 yılında Görele Mahallesi'nde iftar yaptıktan sonra Teravih Namazı'na giderken ne yaşandı?" diye... İçinizden 1 kişi cesaret edip sorsun! Orada olmayan AK Partililer de sorsun... Yücel Çelikbilek ile devam edilemeyeceğini düşünen AK Partililer de bir sorsun lütfen...

Gelelim Murat Aydın'a...

Sayın Murat Aydın bilmelidir ki, kendisine yönelik eleştiriler, aslında kendisinin Zeytinburnu'nda yaptıklarına yönelik eleştiriler değildir. Kendisini "kişi" olarak da tanımadığımızdan, şahsına yönelik bir eleştiri zaten getiremeyiz. Ben günlerce Zeytinburnu'nu tanımaya çalıştım. Araştırdım. Bir kere ne yazık ki, Zeytinburnu yerel basını Beykoz'daki kadar çeşitli ve gelişmiş olmadığı için çok geniş bir bilgi edinemedim. Bir kaç Meclis toplantısını izledim; oradan edindiğim izlenim, pek de Beykoz ile karşılaştırılabilir olmadı. Mesela bizim Beykoz Belediye Meclisi'nde de tartışmalar oldu ancak asla Zeytinburnu Meclisi'nde Gökhan Bey ile başlayan ve kötü sözlerle yumruklaşmaya kadar uzanan bir tablo hiç gerçekleşmedi. Yücel Çelikbilek, bu anlamda Beykoz Belediyesi'ni gerçekten çok iyi yönetti. Doğrudur, kimi zaman sözleri CHP'lileri aşırı kızdıracak noktaya gitti ancak aynı Çelikbilek, ortamı yumuşatmayı da çoğu zaman bildi. Diğer izlediğim videolarda, Zeytinburnu Belediyesi'nin geçmişte görev yapmış CHP'li SHP'li Belediye Başkanları için kitap hazırlaması ve onları da davet ettiği 2 saati aşan bir videoydu. Bu videoda aklımda tek kalan AK Partili olmasına rağmen Murat Aydın'ın toplantıa yaptığı konuşmada "Zeytinburnu'nda Bahriye Üçok ya da İsmet İnönü'nün adının geçtiği caddelerin-parkların adını değiştiremeyiz, ayıp etmiş oluruz" demesiydi. Zeytinburnu'nun bu anlamda bir mozaik olduğunu dile getiren Murat Aydın, hem eski belediye başkanlarına yönelik hazırlanan kitpta, hem de onları davet ettiği konferansta, amacının birliktelik olduğunu vurguladı.

İyi de bu Beykoz için "sürpriz" bir durum değil ki?

Açın bakın Yücel Çelikbilek'in konuşmalarına, 10 yıldır görev yaptığı süreçte asla ama asla ne kendisinden önceki dönemi ne de CHP'li DSP'li ANAP'lı yönetimleri hedef alan tek bir söz etmedi. Tek bir söz yahu... Bir tek bile... Yücel Çelikbilek, düşman yaratmayı sevmeyen bir kişiliktedir; eski Belediye Başkanları'nı hep "anlayışla karşıladığını" dile getirdi. Hatta çok net anımsıyorum, bir Meclis konuşmasında, geçmiş CHP'li Belediye yönetimiyle ilgili olarak, "maaşların ödenmediği" zamanları dile getirdi ancak "Onların da yapacakları sınırlıydı" diye de ekledi. Kendi yönetiminin maaş ödeme, yemek ya da sosyal şartlar açısından "bolluk" yaşamasını, "Allah'ın bri takdiri" olarak dile getirdi. "Onlar CHP'liydi biz AK Partiliyiz" diye keskin çizgilerle ve suçlayarak söylemedi. Yücel Çelikbilek'in eleştirdiği tek nokta, Beykoz'daki CHP'li Meclis Üyeleri ve CHP İlçe Teşkilatının açtığı davalar, verdikleri mülakatlardı. Yücel Çelikbilek, gördüğünü-bildiğini dile getirdi.

Vefa konusuna gelirsek...

Yalnızca eski Belediye Başkanlarını değil; geçmişte Belediye'de görev alan tüm personeli ve her yıl Yücel Çelikbilek bir araya getirdi. Hepsini... Ayrım yapmadan... Her yıl bir araya getirip, yemekte buluşturdu ve hepsine de mikrofon verip, kendi yönetimine dair eleştirileri dinledi. Bunu haber olmak için gündemde kalmak için yapmadı Sayın Çelikbilek... Beykoz'a bir katkı sağlamak adına yaptı. Eski ANAP'lıları eski DSP'lileri asla dışlamadı; hatta onlara kendi döneminde görevler de verdi. Yücel Çelikbilek, "partisine bakmaksızın Beykoz'a katkı sağlayacak herkesten" hem yardım istedi hem de yardım etti. Zeytinburnu'nu bilmem de Beykoz'da 10 yıllık dönemde Belediye'de çalışan ve AK Partili olmayan kişilerin listesi, belki de Zeytinburnu'nun mevcut Belediye kadrosunun üzerindedir; bunu herkes bilmeli...

Gelelim başta belirttiğim gökdelen konusuna...

Yahu bırakın gökdeleni, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, görev yaptığı süreç içerisinde "çivi bile çakılmasına izin verilmeyen" evlerden dertlendi. Hani, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Silüeti bozuyor, tıraşlanmalı" dediği gökdelenler bilir misiniz neredeydi? O gökdelenler, görev yaptığı süreçte Murat Aydın'ın Belediye Başkanı olduğu Zeytinburnu'nda yükseldi. Sonra apar-topar tıraşlanması için ihale açmıştı Zeytinburnu Belediyesi anak bu kez de bunu yapabilecek bir firma gelmedi. En sonunda ise Mahkeme Kararıyla bu "İstanbul'un silüetini bozan" gökdelenler, yasal hale geldi.

Peki bizde?

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, geliri kendisinden sonra da Beykoz'a kalacağı bir çok binaya Kavacık'ta Rüzgarlıbahçe'de izin vermek istedi. Ancak CHP'li Meclis Üyeleri, bu kararları mahkemeye götürerek, yıllarca "atıl" kalmasına neden oldu. Aynı CHP'den Meclis Üyesi seçilen kişilerin sahilde bulunan işyerleri ise "kaçak" olarak durmaya devam etti. Yücel Çelikbilek'in bazen Meclis'te CHP'lilere yönelik sert eleştirilerinin de nedeni buydu. Beykoz'u "hepimizin" olarak düşünen Yücel Çelikbilek, CHP'lilerin "çiftestandardına" her zaman isyan etti. Beykoz'da CHP'lileri her zaman "Vicdan sahibi olmaya" davet etti. Vatandaşları kışkırtan CHP'lilerin ardından ise Yücel Çelikbilek, elindeki tüm işi bırakıp, isyan eden vatandaşın ayağına gitti ve şöyle dedi: "Seni oy için kışkırtıyorlar. Ben senden oy da istemiyorum. Sadece şunu söylüyorum: Ben 250 bin vatandaşa sahip çıkmaya çalışıyorum. Kimseye ayrıcalık tanınmasın diye uğraşıyorum. Elinde haksızlığıan uğradığına dair bir belge varsa, gel. Belediyeye gel, birlikte inceleyelim."

Bilir misiniz, elinde belgelerle kaç kişi Beykoz Belediyesi'ne gitmiş Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ile görüşmüştür? Art niyetli ve haksız olanlar bir yana, gerçekten bir yanlışlık olduğunda Yücel Çelikbilek'in talimatıyla, nereli olduğuna ve hangi partiden olunduğuna bakılmaksızın, kaç Beykozlunun işi çözülmüştür?

Birbirimizi kandırmayalım... Beykoz'da son 10 yıldır görev yapan Yücel Çelikbilek kadar ne gemişte bu kadar vatandaşla içiçe olmuş bir Başkan vardır Beykoz tarihinde, ne de gelecekte olacaktır. Teknolojiyi 60 yaşını aşmasına rağmen, vatandaşı için takip eden Yücel Başkan, kendisine telefonundan, sosyal medya hesabından ulaşan kaç kişiye karşılık vermiştir, bilir misiniz? Her hafta Perşembe günü işini-gücünü bırakıp, randevusuz karşısına gelen kaç Beykozlunun derdini saatlerce dinlemiş, kaç kişinin sorununu çözmüştür, hesapladınız mı?

Ezbere konuşmak, kolay olanı... Yücel Çelikbilek sayesinde bir anda 'zengin' olup, tası tarağı toplayıp Beykoz'u terkeden kişiler için konuşmak çok kolay... Yücel Çelikbilek sayesinde tapularını 'daha ucuza' alan ancak bunun vefasızlığını sosyal medya hesaplarından küfrederek yansıtan kişiler için konuşmak kolay... Hele ki, Yücel Çelikbilek'in hem Belediye'de hem de ilçe genelinde oluşturduğu birlikteliğin farkına ısrarla varmayan hatta AK Partili olduğunu söyleyen kişiler için de konuşmak kolay...

İç içe yaşadığımız Beykoz'da yan yana duran kahvehanelerimizin üzerinde gökdelenler yükseldiğinde görürüm yarın sizi...

Bakalım, eleştirdiğiniz Rüzgarlıbahçe'deki 4 tane gökdelenden baktığınızda bile Beykoz'u seyredemeyecek durumda olduğunuzda ne konuşacaksınız? Yaptığınız "Manzara" restoranlarınızdan Gökdelen ışıklarını izlemekten gelecekte ne zaman sıkılacaksınız?

Hep birlikte göreceğiz...
Editör: TE Bilisim