Beykoz Belediye Meclisi 37. Dönem Şubat Olağan toplantıları 2 birleşim halinde gerçekleştirildi. Beykoz Belediyesi'nin Youtube kanalından da yayınlanan toplantılarıı ise Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör değerlendirdi. Son derece gergin bir havada ve kavgalarla geçen Meclis'in Beykoz'un görünümüne olumsuz etki yaptığını ifade eden Güngör, "Adı birleşim olsa da bu toplantılar adeta bir ayrışmayı ve kutuplaşmayı hedefliyor. Meclis üyelerinin derhal üslûplarını, tavır ve davranışlarını değiştirmesi şart. Bu tablo bize yakışmıyor" dedi.

Şubat Olağan Meclis toplantıları, Beykoz Belediye ve Meclis Başkanı Murat Aydın'ın eksikliğinde gerçekleştirildi. CHP'li Meclis Üyeleri Başkan Murat Aydın'ın yokluğunu eleştirirken, AK Partili Meclis Üyeleri ise diğer ilçelerdeki Meclis toplantılarında da benzer durumların yaşanabildiğini ve işlerinin yoğunluğu dolayısıyla Murat Aydın'ın katılamadığını belirtti. Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör ise konuya dair düşüncelerini şu şekilde dile getirdi:

FERDİ GÜNGÖR: "BAŞKANIN BEYKOZ'DAN ÖNEMLİ NE İŞİ OLABİLİR?"

"Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Şubat Olağan toplantılarına katılmıyor ancak kendisi eğer zahmet edip de toplantı videolarını izlerse, bu kararının ne kadar yanlış bir karar olduğunu görebilecektir. AK Partili Sayın Meclis Üyeleri, toplantıda söz alarak, benzer durumun başka ilçelerde de olabildiğini savunuyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Siz kimin Meclisi'nde ve kimin için mücadele veriyorsunuz? Bunun siyaseti olur mu? Beykoz'da yaşayan 250 bin vatandaşın temsil edildiği bir Meclis'te Başkan olarak görev yapsın diye oy verilen bir kişinin sorumluluğunu yerine getirmiyor olması, bu kadar kolay açıklanabilir mi? 

Sayın AK Partili Meclis Üyelerine sormak isterim: Eğer bu Meclis'e Başkanlık eden kişi CHP'li olsaydı; sizler aynı cümleleri rahat bir şekilde kurabilecek miydiniz? Belediye Başkanı'nın Şubat Olağan toplantılarının ikisine birden katılmamasını nasıl savunabilirsiniz? Peki, Murat Aydın, yerine bıraktığı Meclis Başkan 1. Vekili'nin nasıl yönettiğini de biliyor mu? Sayın Vekil, söz hakkı verdiği bir Meclis Üyesi'ne açık açık 'Ne söyleyecekseniz söyleyin de devam edelim' diyor. Bu üslûp, bu tarz ve tavır Beykoz'a yakışıyor mu? Beykoz Tarihi'ne böylesi talihsiz bir sözün geçmesini hangi Beykozlu hakediyor?"

Beykoz Belediye Meclisi'nde birinci birleşim, Elazığ Depremi ve İdlib'de hayatını kaybeden askerlerimiz hakkında hem AK Partili hem de CHP'li Meclis Üyelerinin ayrı ayrı başsağlığı ve rahmet dilekleriyle başladı. Ardından ise Beykoz Mahmut Şevket Paşa'da yıkımı gerçekleştirilen Sokak Hayvanları Barınağı konusu gündeme taşındı. CHP'li Meclis Üyeleri konuyla ilgili eleştiri getirirken, yeni bina tamamlanıcaya kadar burada bir konteynır konuşlandırılmasını talep etti. AK Partili Meclis Üyeleri ise bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı'nın izni olmaksızın buraya konteynır konulamayacağını ifade etti. Bu sırada ise İBB Meclis Üyeliği de bulunan CHP ve AK Partili Meclis Üyeleri, birbirlerine bağırıp, İBB üzerinden konuyu tartışmaya devam ettiler. 

GÜNGÖR: MECLİS'TEKİ KADINLARIMIZ, ANNE ŞEFKATİ GÖSTERMELİ!"

Toplantının devmında gündem dışı söz alan AK Partili bir Meclis Üyesi, İSMEK ile ilgili iddialara kou olan Yeşim Meltem Şişli hakkında AK Parti grubu adına bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasına ise CHP'li MEclis Üyeleri büyük tepki gösterdi. Meclis'te yüzlerin gülmediğini ve sürekli bir gerginlik havasının hâkim olduğunu belirten Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör ise konuyla ilgili şunları söyledi:

"Bu konunun henüz soruşturma aşamasındayken Beykoz Belediye Meclisi'nde gündeme getirilmesi çok talihsiz bir durum. AK Partililerin bu konu ile ilgili henüz somut bir veriye ulaşılmamışken, işgüzarlık edip yargısız infaz yapmaları, kişisel saygınlıklarına da gölge düşürür bir iştir. Öte yandan söyledikleri her ne olursa olsun, kürsüde konuşma yapan AK Partili Melis Üyelerine CHP sıralarından müdahale etmek de akıl alacak bir iş değildir. Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir iştir bu... Beykoz'un sorunları, henüz araştırma aşamasındaki bir konu üzerinden siyaset üretmekle çözümlenemez. Beykoz Belediye Meclisi Üyelerine, işlerinin Beykoz Halkının menfaatlerini korumak olduğunu birisinin hatırlatması gerekiyor. Orası kavga edilelecek yer olmadığı gibi kavga etmiyor olsa da ortamı gerginleştirerek, kutuplaştırarak, kişiselleştirerek bir kaos oluşturmak yeri de değildir. 

Beykoz Belediye Meclisi, samimi olarak işleri Beykoz Halkının sorunlarını ele alanların olduğu, güleryüzlü insanların yer aldığı bir yerdir; öyle de olmalıdır. Beyozlunun oylarıyla seçilmiş olan her bir Meclis Üyesi saygın kişilerdir ve toplum gözünde bu saygınlıklarını da muhafaza etmekle yükümlüdürler. Beykoz Belediyesi'nde çok uzun zamandır kadın üyeler görev almaktadır ve 37. dönemde ise tam 7 kadın ile bir rekor kırılmıştır. Bu kadar çok kadının olduğu Meclis'te gerginliklerin, kavgaların olması; üstelik bu kavgaya da erkeklerden çok AK Partili ve CHP'li kadın Meclis üyelerinin katılıyor olması üzüntü vericidir. Hemen hepsi çocuk sahibi bir 'anne' olan kadın Meclis Üyelerimizin acilen Meclis'e bir anne şefkatiyle el vermesi, gülümsemesi; erkeklerden gelebilecek olası gerginlikleri de yumuşatması gerekmektedir. Yoksa Beykozlunun hakkettiği Meclis, kesinlikle ama kesinlikle bu değildir."

RAPORLAR OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ

Şubay ayı Olağan toplantısı 2 birleşim sonrası tamamlanırken, bir önceki ayın tutanakları ila raporlar oy birliğiyle kabul edildi. Kabul edilen raporlar arasında Yapı Kontrol Müdürlüğünün Harcama Kalemi Ödeneklerinin İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne aktarılması, Macaristan'daki Buscho Festivaline Beykoz Belediyesini temsilen gönderilecek olan 4 Meclis Üyesinin masraflarının Beykoz Belediyesi tarafından karşılaması, 2020 yılı spor hizmet ve faaliyetlerinde üstün başarı gösteren Beykozlu sporcuların ödüllendirilmesine dair yönetmelik gibi raporlar bulunuyor.

Deprem, Türkiyemizin büyük bir gerçeği... Bu anlamda Hükümetimiz, kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili tüm binalarda yüzde 90-95'lere varan çalışma içerisine girmiş. Yeterli mi? Değil... İstanbul ölçeğinde ya da Beykoz ölçeğinde baktığımızda, Devletin yanında milletimizin de bu anlamda deprem gerçeğini görüp bir hazırlık içinde olmalı. Eksiklerimiz gerçekten var. Çünkü en önemli yıkıcı deprem 99 depremi sonrasında aradan geçen 20 yıl süre içerisinde ne yazık ki, istenilen seviyeye gelemedik. Bu anlamda en son Elazığ depreminde vefat eden 42 kardeşimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Yaralı olan 1607 kardeşimize de acil şifalar diliyorum.

Hepimizin 2003 yılında yapıldığını bildiğimiz ve 1 buçuk yıldır da kullanılmayan Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'ndeki hayvan barınağı, bundan birkaç hafta önce yıkılmış; yenisinin yapılacağının tahaüdünü de sosyal medya hesaplarınızdan duyurduğunuz gibi plan ve projesi hazırda olan geçici hayvan barınağı görsellerini gördük. Tam teşekküllü; tedavi, aşılama, bakım ve ameliyathanesi, yoğun bakım ünitesi olan bu barınağı sabırsızlıkla bekliyoruz. Vaadiniz olan yaz aylarında hayata geçmesini, öngördüğünüz tarihi uzatmamanızı; bir sonrki kış aylarına kadar hayvanları barınaksız bırakmamanızı arzu ediyoruz. Bu bağlamda sizlere sadece 2 soru sormak isteriz: Birincisi bu halihazırdaki barınak neden kış ortasında yıkıldı? Hadi yıktınız... Neden inşaat atıklarını ortadan kaldırmayıp, enkazı da ortada bırakarak; hem hayvanları evsiz bırakmakla kalmayıp, kendilerini alışkın hissettikleri terkedilmiş de olsa kendilerini yuvada sanarak hâlâ orayı kullanırken, enkazdaki delici-kesici atıklarla yaralanmalarına maruz bıraktınız. Daha sonra toplumdan gelen baskı üzerine de bundan birkaç gün önce enkazı kaldırdınız.  

İkincisi, biraz önce de dediğimiz gibi plan ve projesi olan barınağı yapmadan, mevcut barınağı yok ettiniz. Bu barınak, bu kışı çıkartamayacak kadar mı harabeydi ve kullanılamazdı? Şimdi sizlerden bu iki sorunun cevabını beklerken, bu kışı geçirmek üzere hayvanlarımıza acil müdahale için barınabilecekleri iki konteynırın acilen ilgili yerlere konulması hususunda sözlü önergemizi Başkanlık makamına havalesini arz ederiz.

Sözkonusu olan barınağın evet, yıkımını gerçekleştirdik. Bundan birkaç ay önce bir sunum yapmıştık ve o sunumun içerisinde de Hayvan Rehabilitasyon Merkezimizi hayata geçireceğimizi ifade etmiştik. Yaklaşık 6 içinde de yıktığımız yerde yenisini inşa edeceğimizi herkese duyurmuştuk. Zannediyorum bazı konuşmalar unutuldu ya da gözden kaçtı sizler tarafından... Aramızda daha önceki Meclis Üyelerimiz de var. Biliyorsunuz bu barınak daha önceden kapatılmıştı ve faaliyet vermiyordu. Yani orada hiçbir hayvan barınmıyordu. Ama barınağın dışında hayvanseverlerin oluşturduğu bir takım çalışmalar vardı. Biz de Beykoz Belediyesi olarak hayvansever bir çok grubumuza bir takım desteklerde bulunuyoruz ve destekte bulunmaya da devam edeceğiz. Fakat burada sanki Beykoz Belediyesi'nin bir hatası varmış gibi bir hava estirmek çok doğru bir yaklaşım değil. Çünkü biz Beykoz Belediyesi olarak sokak hayvanlarıyla ilgili bir çok çalışma yaptık. Bilmiyorum yakından takip ediyor musunuz ama... Örneğin parklara, okullara, muhtarlıkların önüne bir çok kuş evleri, kedi evleri, mama ve su kapları yerleştirdik ve bunlar da devam edeceğiz. Hayvansever gruplarımıza düzenli olarak mama yardımı sağlıyoruz. Hayvan barınağı Rehabilitasyon Merkezi olarak faaliyete geçecek olan yerde sahiplendirmeler yapacağımız gibi kısırlaştırmalar, tedaviler gibi bir çok hizmeti de devreye sokmu olacağız. Çok büyük kapasitesi olacak. Hatta iddia ediyoruz; İstanbul'un hatta Türkiye'nin en iyisi olacağını da söylüyoruz. Buradan her türlü hizmeti yapacağımızı duyuyorum ancak burada asla bir mağduriyet yani sanki hayvanlar orada yaşıyordu da biz onları yerinden ettik gibi bir algı uyandırmak çok doğru değil. Bunu bu şekilde dile getirmiş olabilirler size ama barınakta hiçbir hayvan yaşamıyordu. Barınağın dışında ormanlık alanda hayvanlar vardı.       

Beykoz Belediye Meclis Başkan 1. Vekili Gaye Zayıf, Gülay Demirel'in söz istediğini görünce, "Buyurun Gülay Hanım, hem sözünüz var hem ne söyleyecekseniz söyleyin, devam edelim" dedi. Gülay Demirel ise şunları söyledi:

"Öncelikle şunu söylemek isterim ki, hayvanlarla ilgili bir konu siyasi değildir zaten... Sözkonusu olan orada canlardır. Yapılanları, planlamaları takdirle karşılıyor ve izliyoruz ama önemli olan, şu süreçte olması gerekenlerin neden eyleme geçirilmediği hususunda sorgulama yapıyoruz. Oraya 1-2 konteyner koymak zor bir iş olmasa gerek. Biz kalıcı çözümler olana kadar küçük dokunuşlarla ihtiyaçları karşılayabilecek reflekste olmalıyız diye düşünüyorum. Bu anlamda Beykoz Belediyesi ile işbirliği halinde Derneklerimiz de var. Bu süreci doğru anlamak ve doğru adımları atmak önemli.  

Mahmutşevketpaşa işe ilgili yeniden söz almış bulunuyorum. Şimdi orası ormanlık bir alan ve orman izin vermeden oraya bir konteynır koyamıyoruz. Konteynır koymamız da o işi çözmez hiçbir şekilde... Şimdi hayvan popülasyon rakamlarını size vermeyeceğim ama daha sonra paylaşacağım; büyük bir oran çünkü... Bunu anak rehabilitasyon merkezimizde çözeceğiz, dengelemek için... Bir de 2 adet hayvan ambülansı 6 ay iinde devreye girecek. Ama konteynır koymamız yasaya aykırı. Yani bu konu hukuken bu konu Büyükşehir'i de ilgilendiriyor ve Büyükşehir hiçbir şekilde sorumluluk almıyor. Bakın Kısırkaya da şu an tam anlamıyla faaliyet vermiyor, onu da ifade edeyim. Siz bunu burda dile getirdiğiniz gibi İBB'de de dile getirin lütfen... Çünkü bakın Kadıköy'den buralara köpekler bırakılıyor; bunu siz bizden daha iyi biliyorsunuz.  

İSMEK'te yaşanan ve kamuoyunda büyük bir infial uyandıran Yeşim Meltem Şişli skandalı hakkında grubumuz adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım.

Editör: TE Bilisim