Beykoz için “Boğaz’ın İncisi” dediğimizde, buranın kıymetini öne çıkarmaya çalışıyoruz. Beykoz’u bilmeyen, buranın tarihini-yapısını okumayan, Beykoz’da yaşamayan için bir tariftir çünkü bu... Beykoz... Boğaz’ın İncisi... Peki, şimdi bu inciyi kim eline alacak? Bu inciyi daha da parlatıp, kim sergiye sunacak?

Sevgili ve aynı zamanda Saygıdeğer Yücel Çelikbilek ile özellikle AK Parti Beykoz İlçe teşkilatının neredeyse tümüyle ipleri kopardığı anlaşılıyor. Hanefi Dilmaç’ın Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden uzaklaştığı (ya da uzaklaştırıldığı ) günden bu yana belli ki planları vardı. Bu plan etrafında topladığı kişilerle de beraber hareket etti ve AK Parti’nin İlçe Başkanlığı’na seçildi. Birçok kişiye göre kendisine daha önce sözü de verilen Belediye Başkan Adaylığı da peşi sıra gelecekti ancak ben bunun hep olmayacağını söyledim. Çünkü Salim Öztürk gibi Muharrem Ergül gibi isimler Aday olurken, ilçe Başkanı sıfatıyla Hanefi Dilmaç ile objektiflere poz verdi. Sayın Dilmaç Belediye Başkan Adayı olarak kiminle poz verecekti? Kendi kendisiyle mi tokalaşıp, poz verecekti? “AK Parti Beykoz İlçe Başkanı ile AK Parti’nin Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Hanefi Dilmaç, bir araya geldi”... Böyle mi yazılacaktı altına fotoğrafın?

AK Parti’de herhangi bir kişi “Ya kardeşim, Dilmaç-Yücel çekişmesi ya da Kaşıtoğlu’nun partiden ayrılması bize zarar vermez” diyecek olursa, ben şahsen bu kişinin ya pek de akıllı olmadığını ya da kasıtlı bir şekilde gerçeklerin üzerini kapatmaya çalıştığını düşünürüm. Son 2 seçimdir Beykoz’da AK Parti eğer seçim kazanıyorsa, bunu sadece Recep Tayyip Erdoğan isminin etkisiyle yapmıyor. Bunu görmek gerekiyor artık... AK Parti, Yücel Çelikbilek gibi gerçekten ülkede pek az ilçeye nasip olacak büyük bir isimle ve etrafında da Salim Öztürk, Muharrem Kaşıtoğlu ve Hanefi Dilmaç gibi güçlü isimlerin kenetlenmesiyle gerçekleştiriyor. Mustafa Gürkan gibi Tuncer Dede gibi isimlerin gece-gündüz demeden başbaşa verip çalışmasıyla kazanıyor. Bir de şimdiye bakınız: Yalnızlaştırılmaya çalışılan bir Çelikbilek, kendi planını uygulamaya koymaya çalışan bir Dilmaç ve Salim Öztürk ile Mustafa Gürkan’ın ayrı ayrı adaylıkları... Şimdi ne olacak dersiniz?

Ben söyleyeyim: AK Parti’nin de tıpkı CHP’de olduğu gibi Belediye Meclisi’nde ‘Eski Başkan Adayları’ bir Meclis üyesi olarak oturacak. Bakınız, CHP’nin Meclis Üyesi Aydın Düzgün, geçen seçimlerde aslında Başkan Aday Adayı idi... Hızır Yılmaz gösterilince bu kez Meclis Üyeliğine razı oldu. Ama Aday gösterilse ve kazansa, Belediye Başkanı olacaktı. Şimdi bu psikolojileri kaldırmak kolay mıdır? Zaten bunu kaldıramadığı için değil mi her seçim Aydın Düzgün bu kez İlçe Başkanlığı için çabaladı ve en sonunda başardı da... Bir tane CHP’li İl Yöneticisi de kalkıp demedi ki, “Kardeşim Beykoz’da Aydın Düzgün dışında adam mı yok, neden her görevde bu adam var?” diye... Her seçim olduğu gibi CHP’nin Beykoz İlçe Başkanlığı dolup taşıyor, ondan sonra da Parti, Allah’a emanet edilip çekip gidiliyor. CHP’liler hep Kadıköy’de Maltepe’de... Beykoz’a da ancak birisi öldüğünde falan geliyorlar. Oysa göstergeler, insandan önce partinin öldüğünü işaret ediyor. Açarlar Mahallesi destekli birileri ise her seçim gelip, ölüyü diriltmeye uğraşıyor.

AK Parti ve CHP bu haldeyken de geriye bu seçimler için üçüncü bir olasılık kalıyor: Yöresel Siyaset... Birkaç seçimdir bunun gücü ilçede iyiden iyiye hissediliyor. Eğer Muharrem Kaşıtoğlu ve Murat Minic gibi isimleri AK Parti ya da CHP göstermediyse ve göstermeyecekse, diğer partilerden maddi olarak desteklenecek bir Aday, görülen o ki, Belediye Başkanlığı’na göz kırpıyor. Beykoz’un 250 bin nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan Kastamonu ve Giresunlular, bu kez seçimlere daha inançlı bir şekilde giriyorlar. Eğer Kastamonulu Kaşıtoğlu’na MHP ve Giresunlu Miniç’e partileri yeterince maddi destek verirler; bunun yanı sıra da Saadet Partisi gibi ilçede bir iddiası olmayan ancak teşkilatıyla güçlü bir duruş sergileyen partiler bu isimlere destek olurlarsa, AK Parti ve CHP’yi seçim sonrası muhalefette görmek hiç de şaşırtan bir tablo olmaz.

Ne demiş eskiler? “Nekka ekmek, okka köfte”... Beykoz’a bu seçimde kim yatırım yaparsa karşılığını çok kolay alır. Türkiye’de bu yerel seçimlerde bir ilçeyi AK Parti ya da CHP’nin elinden almak bu kadar zorken, aslında en kolay yer de Beykoz’dur.

Beykoz’un Boğaz’ın İncisi olduğunu farkeden ve 250 bin nüfusu 45 mahallesiyle, bankadaki parasıyla, halkının demografik yapısıyla alakadar olup, “Tamamdır Beykoz bizim” diyen her parti, bu ilçenin yönetimini eline alabilir.

Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Meral Akşener’in bilgisine arz ederim.
Editör: TE Bilisim