Kemal Kılıçdaroğlu neden yürüyor?
'Adalet' için.
AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım Kılıçdaroğlu'nu eleştiriyor.
Peki Adalet kavramı onlar için ne ifade ediyor?
Bunu, sahte belge ve delillerle, Ergenekon ve Balyozdan tutuklanan, hücrelerde yatırılan, ölen, evi barkı dağılan, Vatan haini damgası vurulan, şerefi iki paralık edilmeye çalışılan, hayatları mahvedilen insanlara sorun. Bunu en iyi onlar bilir herhalde.



Kuddusi Okkır bunlardan sadece biri...
Suçsuz, günahsız, Vatansever ve Atatürkçü insanlar bir, bir gözaltına alınırken, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ne demişti?
''Ben Ergenekon davasının Savcısıyım.''

Sahi, katıksız FETÖ'cü Zekeriya Öz'e, kendi zırhlı makam aracını tahsis eden kimdi? Yine Recep Tayyip Erdoğan...
Vay efendim neden yürüyormuş? Yürümemeliymiş. Adalet sokakta aranmazmış. 15 Temmuz da, Nikaragua Cumhurbaşkanı halkı sokaklara davet etmedi. O insanlar neden çıktı sokaklara 'Demokrasi' ve 'Adalet' için.
Valla niye yalan söyleyeyim, aklıma ilk şu ata sözü geldi,

Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış.

Unutulmamalıdır ki, Adalet herkese lazım olacak.

Adalet olmadıkça yönetimin, edep olmadıkça asaletin, cömertlik olmadıkça zenginliğin faydası olmaz.

Hz. Ömer
               *                *                *
Adnan Çeliker,
Beykozlu Sinoplular derneği eski başkanı, Ak Parti ilçe başkan yardımcısı...
Beykoz güncel gazetesindeki 'Adalet evden mi kaçtı da arıyorsunuz' isimli köşe yazısında, Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğluna atmış, tutmuş, sonunda ''Yoksa, 'yürüde ense traşını görelim' derler'' demiş. Hani 'ben demiyorum, derler' hesabı.
Yazıyı okuyunca, aklıma, Dost Beykoz gazetesi imtiyaz sahibi, ayrıca, Ak Parti'nin Beykoz'da ki kurucularından Kader Gür ağabeyimin bir yazısı geldi.
Gür'ün, 03 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan 'AKP'li Adnan Çeliker' isimli köşe yazısında, daha evvel bir yazısında yapmış olduğu eleştiriye, Çeliker'in hakaret ile cevap vermesini eleştirmiş.
Kader Gür lafı dolandırmadan, Çeliker'e yapıştırmıştı cevabı;
''İşte Ak Parti'yi bunun için eleştiriyorum. Her şeye rağmen size oy vermek zorunda bırakıyor bizi.''
Ak Parti kurucusu bir isim, Safirbet eğer bunu söylüyorsa, benim söyleyecek fazla bir sözüm yok. Demek ki Adnan Çeliker, Ak Partililerin her şeye rağmen oy vermek 'zorunda' kaldığı bir isim.
Daha önce 'Millet neden CHP'ye oy veriyor diye kahroluyorum' diye hayıflanan Yücel Çelikbilek, keşke, böyle bir gaf yapmadan önce, çuvaldızı kendisine batırsaymış. Çuvaldızı kendisine batırmış olsaydı, CHP'ye laf atmak yerine, her şeye rağmen oy vermek zorunda kalan Ak Partililer için kahrolabilirmiş. Gündemi de böylece meşgul etmezdi.
Laf lafı açıyor, onun için konuyu uzatmıyorum, Çelikbilek'e de gereken cevabı CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan 'kahrolsun Yücel Çelikbilek' diyerek vermişti.
 *                *                *
Şimdi gelelim sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ense traşının meraklısı, sayın Adnan Çeliker'in yazısına.
Demiş ki,
'Bu ülkede neler oldu ne badireler atlattık. Bırakın sokağa çıkmayı, sokağa çıkanların önünde durdunuz.'
Sırf düşünüyor diye, şiir okuyor diye, inancıma göre giyiniyor diye ceza verilenlere 'adaletin kestiği parmak acımaz, yapacak birşey yok' derken ne oldu? Adalet evden mi kaçtı da sokakta adalet aramaya başladınız?
Sayın Çeliker, hatırlatayım dedim, siz 15 yaşındayken yapılan darbede(12 Eylül 1980), tüm siyasi partilerle birlikte CHP'de kapatıldı. CHP Genel Başkanı yaklaşık 1 ay boyunca Hamzakoy'da yattı. Siyaset yasağı getirildi. Çıktıktan sonra da, Merhum Bülent Ecevit 4 kez konuşmalarından ve düşüncelerinden ötürü hapis cezası aldı. Sayın Erdoğan İETT'de top koşturuyordu. Yani sizin yaşadıklarınız, 'devede kulak' kalır...
Demiş ki,
Devletin sırlarını ifşa edeceksin, Vatan hainliği yapacaksın vekilim diye zırha bürüneceksin...
Sayın Çeliker, yolsuzluk yapan 4 bakan vardı hani... Onları ne çabuk unuttunuz? Onlar ne zırhına büründü? Yargılandılar mı? Devlet sırrı demişsiniz, ''Kozmik'' odaya Kılıçdaroğlu mu girdi?
Demiş ki,
Bir başörtüsü için meclisten atılan vekil neydi?
Sayın Çeliker, siz DSP dönemine atıfta bulunuyorsunuz. Ama unuttuğunuz yada görmezden geldiğiniz olay şu; 2013 de başörtülü Ak Parti milletvekilleri genel kurula girdiğinde CHP milletvekilleri destek olmadı mı? TBMM Başkanı Cemil Çiçek, tüm partilere teşekkür etmedi mi?
Yazısının gerisi demagoji...

Kalemin de bir adabı olmalı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a 'yürü ense traşını görelim' demek ne kadar yanlışsa, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da bu ifadeleri kullanmak o derece saygısızlıktır. Bu saygısızca üslupla, siyasetçi iseniz bu makamlara fazla tutunamaz, bir sonraki seçimle gider, Beykoz kamuoyu ense traşınızı görür. Bu her siyasetçi için geçerli. O yüzden seviyeyi düşürmemek, sağduyulu ve saygılı cümleler kurmak her siyasetçinin öncelikli görevi olmalıdır.
İşin özeti,
''Adalet savaşçısı(!)'' sayın Çeliker, lütfen daha saygılı olun, hakkı savunun, hakikati söyleyin, bizde okuyalım.
Ve şunu bilmenizi isterim, 'Güneş balçıkla sıvanmaz'..!

Sağlıcakla kalın...
Editör: TE Bilisim