27 Şubat 2019 tarihinde kaleme aldığım "Erken seçimler ve Beykoz" adlı köşe yazımda, Türk siyasetinde 10 kere erken seçim yaşandığını yazmış ve genelde de iktidar partisinin oy oranlarının düştüğüne ama iktidarların el değiştirmediğine değinmiştim

Türkiye'de gerçeklemiş bütün erken genel seçimlerinin değerlendirmesini ve sonrasında ise Beykoz'daki seçim sonuçların kıyaslamasını yazmıştım. 

Bugüne kadar yapılan erken genel seçimlerde iktidar partisi oyunu düşürdüğü gibi muhalefet partisi de oyunu yükseltmiş olarak gözükmektedir. 3 Kasım 2002 erken genel seçimi ise yeni bir devrin başladığı, bir çok partinin baraj altı kalması ve parti liderlerinin genel başkanlıktan istifası ile son bulmuştu.

İlk erken genel seçim 27 Ekim 1957 yılında gerçeklemiş, son erken genel seçim ise 24 Haziran 2018 yılında gerçekleşmişti.

Süreç nasıl gelişir?

Çin Wuhan kentinde başlayan koronavirüs vakası küresel bir rol aldı ve tüm dünyayı sardı. Ekonomik olarak ülkelerde büyük sıkıntılar yaşandı ve ölüm oranları ise binleri buldu.

Türkiye'de ise ölüm oranı bugün itibariyle 4 bin 397 kişiyi buldu. Koronavirüs ile birlikte dünyadaki bütün liderler ekonomik paketlerini açıkladı. Devlet kasasında olan paraları halkın yararına sonuna kadar harcanacağı açıklandı. 

Türkiye'de koronavirüs vakasının yaşanmasıyla birlikte İçişleri Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle; "sokağa çıkma yasakları ile birlikte; restoranlar, alışveriş merkezleri, stadlar, kahvehaneler, berberler ve kafeler"in kapanmasıyla adeta Türkiye'da yaşam durdu. Tabi yaşamın durmasıyla üretim ve çalışalar da durmak zorunda kaldı.

Haliyle kapanan yerler çalışan işçilerin tazminatlarını ödeyerek işten çıkardı. Bir çoğu da süresiz ücretsiz izine çıkardı. Pandemi sonucu Türkiye'de insanların yüzde 14'ü işsiz kalmış, yüzde 50'sinin geliri azalmış durumdadır. Haliyle 5 milyonu aşkın insan işsiz kalarak ülke ekonomisine katkıda bulunamadı.  5 milyon kişinin işsiz kalması da üretimi durdurdu, tüketimi hızlandırdı. Üretim olmayınca fiyatlara da haddinden fazla zam gelmesi kaçınılmaz oldu. 

Ülkenin ekonomik durumu ortada. AK Partilisi, CHP'lisi, MHP'lisi, İYİ Parti'lisi, vs. vs. bütün siyasi partiye mensup olan herkes ekonominin gerçekten kötü olduğunu yüksek sesle konuşmaya başladı. Ekonomik olarak ülkenin durumunun iyi olduğunu söyleyeni daha bugüne kadar duymadık. 

Erdoğan sokağı iyi okuyan bir lider. Ekonomik olarak kötü olduğu süreçte iktidarlar genelde güven tazelemek ister ve genelde erken genel seçime gider. Tabi 'Erdoğan neden erken genel seçime gitsin diyenler' de çok fazla. İşte tam bu yüzden Erdoğan, baskın erken genel seçime gider. Sağlık konusunda iyi bir prim yaptı. Katar ile yapılan 15 milyar dolarlık swap anlaşması ile ülkemizde sıcak para dönecek ve bir nevi olsun ülke ekonomisi suni bir rahatlama görecektir. 

Yeni sistemde milletvekilleri seçilirken, başkanlıkta yeniden seçiliyor. Haliyle Erdoğan'ın 5 yıllık Başkanlık işi de kaybettiği takdirde elinden gidebilir. Erdoğan, parlementer sisteme geri dönme düşünceleri içerisine girmiştir. 

Başkanlık sisteminin Türkiye'ye uygun bir sistem olmadığını hem Erdoğan, hem de diğer siyasi parti liderleri ve yöneticileri kabul ettiklerini söylemeseler de sıklıkla gündeme gelir oldu.

Erdoğan şöyle bir strateji izleyebilir düşüncesindeyim.

Parlementer sisteme geri dönmek için meclisten geçirebilir ama onun yerine referanduma gitmeyi tercih eder ki halkın desteğini aldım diyerek oy oranını yüksek göstermek için referanduma gitmeyi tercih eder ve sonucu yüzde 100 olur. Yapılacak olası bir erken genel seçimde sadece milletvekilleri seçilir ve Erdoğan 5 yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı makamında gönül rahatlığıyla oturabilir.

Erdoğan, AK Parti'yi 1 vekille de bile olsa iktidar yapmak için çözüm yolları aramaktadır. Bunun başında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun izlediği Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'ne 20'şer vekil verip grup kurmamalarını sağlamak, olası bir erken genel seçimlerde hazineden para almamalarını sağlamak ve Kılıçdaroğlu'nun bu projesinin önünü kesmek olacaktır. Bunun için Ekim ayında açılacak olan TBMM'de bunun önerileri ile mecliste bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Eğer ki 2023 yılında olacak bir genel seçim olacak olsa, Erdoğan bu hamlelerin önünü kesmeyi düşünmezdi.

AK Parti'nin erken seçimlerle ilgili "Böyle bir gündemimiz yok" dese de son zamanlarda sıkça "bu konu bizim gündemimizmiş, hatta bu konuda çalışmalar yapıyormuşuza" geldi.

Bir zamanlar siyasi rakiplerini "seçime giderim" diye korkutan kamuoyunda, "AK Parti kaybedeceği seçime girmez" algısından, seçimlerden korkan bir parti haline geldiği ve artık böyle cesurca "seçime giderim" diyemez bir parti haline geldi.

AK Parti'nin olası bir erken genel seçimde çok zorlanacağı gözükmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ekonomik durumunu bir nebze olsun rahatlatmak ve sağlık sektöründe aldığı güven ile Kasım ayında baskın bir erken genel seçime gidecektir.

Kasım ayında baskın erken genel seçim olmazsa da 2021 baharında erken genel seçimin kaçınılmaz olduğunu düşünmekteyim.

Bekleyip hep birlikte göreceğiz...

- - - -