Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda ertelenen 'canlı hayvan ithali' yılın son aylarında yeniden gündemdeki yerini aldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü aracılığıyla Türkiye genelinde faaliyet gösteren iki büyük marketin 'ucuz et' satmaya devam edeceğini söylerken, kasapların bu konuda endişelerini gideremedi. Beykoz'un kasapları ise özellikle uygulamanın esnafı güç durumda bırakacağını işaret ederek, uygulamaya isyan etti.

Beykoz'un en güvenilir ve köklü kasaplarından Boğaziçi Et ve Kasap'ın Sahibi Ali Evlimen, 'ucuz et' konusundaki düşüncelerini Beykoz Gündem'e anlattı. Yerli Dana Karkas etin kilosunun 27 liraya maledildiğini dile getiren Ali Evlimen, buna kemik ve sinir kayıbının eklendiğinde 33 lira 75 kuruşa kadar yükseldiğine işaret etti. Yüzde 8 olan KDV'nin ve kârın eklenmesiyle birlikte kasaplarda etin kilosunun 44-45 liraya kadar ulaştığına dikkat çeken Ali Evlimen, "Şu halde etin kilosunun 30 liraya satılmasının imkânı bulunmamaktadır. Özellikle işini doğru ve dürüst bir şekilde yapan kasaplar, zaten son yıllarda büyük sıkıntılara göğüs germek zorunda bırakılmış; ithal canlı hayvanla birlikte ise bıçak kemiğe dayanmıştır. Vatandaşa dürüst bir şekilde et satan kasaplar, bu darboğazda adeta sıkışıp kalmıştır" dedi.

'Bu fiyatlarda ısrar etmek anlamsız'

Canlı hayvan ithali sonrası kilosu 30 liradan et satmanın uzun vadede mümkün olmayacağını da vurgulayan Beykozlu Kasap Ali Evlimen, Bakanlığın açıkladığı rakamlarda bile basit hesapla rakamın 40 lirayı aştığını vurguladı. Devletin üreticiye destek vermemesi durumunda saman fiyatının, yem fiyatının ve mazot fiyatının 'Karkas ete' doğrudan etki ettiğini ifade eden Ali Evlimen, şunları söyledi:

"Kasapların eti vatandaşa ulaştırırken tek büyük kaynağı, besicilerdir. Hayvan besleyen kişiler, bunları mezbahaya gönderir ve orada kesilerek bu etler kasaplara getirilir. Bu süreçte ise etin maliyeti sürekli artar: Hayvan besicileri, hayvanların yediği yeme, samana para öderler. Bu sırada ulaşımda da mazot fiyatları belirleyicidir. Aracıların aldığı ücretler de eklendiğinde fiyat belirgin bir şekilde artar. Kasaplara gelen etlerin ise 'minimum' bir fiyatı vardır. Bu fiyatları ise Et ve Balık Kurumu tarafından belirlenir. Eğer Et ve Balık Kurumu kasaplara 'uygun' fiyatta karkas et verirse, zaten kasaplar da bu fiyatları 45 liraya kadar çıkartmazlar. Ancak ne yazık ki mevcut düzende, kaçak eti vatandaşa satmayan ve işini yasal yollardan faturalı bir şekilde yapan kasaplar, zor durumda bırakılmaktadır.

'Vatandaş yeniden kasaplara döner'

Evine et alan vatandaşlar, yıllardır temizliğine ve kalitesine güvendiği kasapları tercih etmekteler. Bunun en büyük nedeni ise şudur: Kasaplar, Canlı Bahis etin muhafaza edilmesi konusunda diğer tüm marketlerden daha iyi olanaklara sahiptir. Biz, gelen eti uygun şartlarda saklayabilir ve yine hijyene önem vererek müşteriye sergileyebiliriz. Ancak asli görevi 'kasaplık' olmayan birçok markette, hem etin sağlıklı bir şekilde muhafaza edilmesi hem de tüketicilere servis edilmesi kolay değildir. Etin gerçek müşterisi ise 'yalnızca fiyata endeksli' hareket etmemektedir.

Et tüketicileri için etin kailtesi, saklandığı ortam hijyeni ve sağlıklı servisi, fiyatından daha önemlidir. Ben şahsen 'ucuz et' için giden bilinçli tüketicinin yeniden mahalle kasaplarına geri döneceğini düşünüyorum. Öte yandan 30 liralık et satışının da uzun vadede başarılı olacağına asla inanmıyorum. Bence bu bir geçiş dönemi ve Bakanlık düzeyinde ilgililer, gerçekler ortaya çıkmaya başladıkça yeni düzenlemeye gitmek zorunda kalacaklar. Umarım bu sırada da dürüst kasaplar için artık daha uygun bir alan yaratacaklar. Yoksa bu gidiş, işine hile karıştıran kasapların ekmeğine yağ sürecek ve gelecekte dürüst kasaplar da artık kepenk indirecekler."
Editör: TE Bilisim