AKP'li yıllarda kadın düşmanlığı tavan yaptı. Kadın cinayetleri, kadına olan tacizler ve tecavüzler resmen uçuşa geçti. Rakamlar ortada. Kadınların üstünde her alanda büyük bir baskı var ve önlemler yetersiz. AKP'li ve MHP'li erkek siyasetçilerin söylemleri kadına özgürlük ve güvence yerine korku veriyor. AKP'li kadın siyasetçiler de kadınları zor durumda bırakıyor. Bir kadın bakan çıkıp kadının eşine börek yapmasını yuvanın dağılmama sebebi olarak görüyor. Bir başka kadın bakan ise çocukların Ensar Vakfı'nda tecavüze uğramasını "Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz" mantığıyla değerlendirerek tecavüzü hafife alıyor. Bu tür söylemler suçlulara ve suç potansiyeli olanlara cesaret, kadınlara ise eziyet olarak geri dönüyor. Kısacası, AKP'de yer alırsanız kadını savunamazsınız, savunsanız partinizle çelişirsiniz.

Geçtiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan söz konusu kadın olunca yine dayanamadı ve bir kadını hedef göstererek niyetini belli etti. Erdoğan, CHP Parti Meclisi üyesi Sevgi Kılıç'a "Vitrin süsü" diyerek kadına olan tipik bakış açısını yeniden ortaya koymuş oldu. Aslında Sevgi Kılıç'ın hem CHP'li, hem başı kapalı hem de kadın olması Erdoğan'ın Sevgi Kılıç'ı hedef alması için yeterlidir. CHP zaten Erdoğan'ın muhafazakar kitlesini kaybetmemek için daima hedefinde olmak zorundadır. Bu bilinen bir durumdur. Fakat Sevgi Kılıç'ın Beykoz'un en muhafazakar olan mevkilerinden Çavuşbaşı'nda doğup büyümüş olması, başının kapalı olması ve avukat kimliğini CHP'nin parti meclisinde siyaset yaparak taçlandırması alışılmışın dışında bir durumdur, zira kadın örgütlenmesini uzun süredir başarılı bir şekilde uygulayan ama kadın düşmanlığı ve kötü ekonomi yüzünden kadınların gözünden iyice düşmeye başlayan Erdoğan güdümündeki AKP için okumuş bir genç kadın olan Sevgi Kılıç'ın gelecek vaat eden bu profili büyük bir tehlikedir. Zaten Erdoğan'ın vitrin süsü benzetmesinin altında kadın kitlesindeki düşüşün dışavurumu yatmaktadır.

Açık ki, Sevgi Kılıç türban mağduriyeti üzerinden prim yapan ABD'li Merve Kavakçı gibi emperyalist destekli bir türban misyoneri değildir. Sevgi Kılıç, Erdoğan'ın çocukları gibi ABD'de okuyan ve bir eli yağda bir eli balda olan Merve Kavakçı'nın kızı Dallas mezunu Mariam Kavakçı gibi Erdoğan'ın danışmanlığını yaparak hak etmediği paraları kazanan biri hiç değildir. Asıl vitrin süsü ise halka karşı olan nice kanunlarda ve yaptırımlarda sadece el kaldırıp Erdoğan'a onay veren Cumhur İttifakı'nın tuzu kuru milletvekilleridir. Kadınların sayısız sorunu varken kadının eşine börek yapmasını aile saadeti için çözüm olarak gören ve sırf başı kapalı olduğu için 2 ay süreyle bakan yapılan cumhuriyet tarihinin ilk başı kapalı aileden sorumlu bakanı Ayşen Gürcan, Erdoğan'ın vitrin süsü benzetmesine iyi bir örnek olabilir. Tıpkı Ayşen Gürcan gibi başı kapalı olduğu için yarım seneliğine vitrin süsü olarak kamuoyuna sunulan aileden sorumlu bir başka bakan Sema Ramazanoğlu da iyi bir vitrin süsüdür. Hatta kendisi öyle bir süstür ki, Ensar Vakfı'ndan çocuklara tecavüz edilmiştir ama o, "Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz" diyerek tam bir vitrin süsü olduğunu kanıtlamıştır.

Gerçek şu ki, aşırı lüks çantalarla dolaşan, alışveriş çılgınlığı uğruna mağaza kapatan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tam bir vitrin, tam bir süs meraklısıdır. Saray'da halkın adını bile duymadığı binbir çeşit yiyecekleri yiyen bu azgın zihniyet başında türbanı yattığı yerden pahalı yüksek topuklularını havaya kaldırıp, balo maskesi takıp, hatta dilini dışarı çıkarıp sosyal medyada ateşli pozlar veren Dallaslı Mariam'ı baş tacı yaparak danışmanlıkla ödüllendirir, Sevgi Kılıç'a ise "Vitrin süsü" der. Neden, çünkü Sevgi Kılıç muhafazakar cenahta İslamın AKP ile özdeşleşme algısını yıkabileceği için! Sevgi Kılıç muhafazakar Çavuşbaşı'nda kapı kapı dolaşıp CHP propagandası yapmaktan çekinmediği için! Bu yüzden Sevgi Kılıç ve vitrin süsü meselesi MHP'ye bağımlı olan AKP'nin zavallı çırpınışlarına yeni bir örnektir.

Erdoğan'ın AKP'si Sevgi Kılıç'ın yaşadığı ve 1996 yılından beri belde belediyesi olan Çavuşbaşı'nı Beykoz'daki yerel seçimi CHP kazanmasın diye 2009 yılında Beykoz Belediyesi'ne dahil etmişti. Erdoğan ve ekibi Çavuşbaşı'ndaki AKP oylarının çokluğunu düşünerek bu planı devreye sokmuş ve AKP Çavuşbaşı'ndan aldığı oylar sayesinde Beykoz'daki belediyesini az bir farkla CHP'ye kaptırmamıştı. Yani Erdoğan'ın tipik seçim kurnazlığı Çavuşbaşı'na resmen vitrin süsü muamelesi yapmıştı. Tıpkı makyaj malzemeleriyle süslenmeyi halka karşı yararlı olmaktan daha çok önemseyen dilci danışman Dallaslı Mariam gibi. İşte Erdoğan'ın Çavuşbaşı'na ve sözde türbanlı kardeşi Sevgi Kılıç'a verdiği değer budur! Erdoğan işine geleni yalandan sever, ödüllendirir ama işine gelmeyeni topluma hedef gösterir. Yoksul Beykozlulara ve borç içinde yüzen tüm gerçek muhafazakarlara gelince, onlar başta kadınlar olmak üzere Dallaslı Mariam'ın değil, Beykozlu Sevgi'nin yanındayız demek zorundadır.