Mart ayı başında Amerika’da düzenlenen Korona Virüs Konferansı, korona virüsten dolayı iptal edilmese, belki biz hala normal hayatımıza devam edecektik...

İşin ciddi olduğuna baştan pek inanmasak da, Mart ayının başından itibaren devlet zevatı bilim kuruluna topu atmakla beraber, bir şeyler yapma telaşına düşmeseler ve mecburi tedbirleri olmasa -ki bunlar içeresinde sokağa çıkma yasağı basta gelmek kaydıyla- biz de millet olarak hayatımızı idame ettirmenin mesuliyetiyle, günlük hayatımıza devam edecektik...

Virüsten kurtaran duaların internet sitelerinde pazarlanması, 20 liradan başlayarak biz müminlere satılmaya başlanması, ekonomiye girecek sıcak paranın getirisi, maalesef ki ileriki günlerde biz müminleri sıkıntıdan kurtaracak seviyeye gelmedi…

Bu arada, bu mübarek pastadan, vergi vermeden nemalanmak isteyen mahalle üfürükçülerimizden bir teyzemizin okuyup üflediklerinin toplu halde koronayla tanışması, bizleri hepten demoralize etti, üzdü…

Bu illetin Beykoz’a ve Beykozluya olan yansımaları da trajikomik birhal almıştır ister istemez…

Beykoz’da açılan korona mezarlığı ve mezarlık kapısında 24 saat güvenlik güçlerince nöbet tutulması  biz Beykozluları daha da derinden etkilemiş, mezarlıklar müdürlüğünün büyük şehire bağlı olması ise yerel yöneticilerimizi, koronadan korkanlara karşı rahatlatmıştır…

Camilerin kapatılması, minarelerden Türkçe ilahiler, dualar okuması en azından ezani Arapça dinlememizi engellemediği için bizleri şükre sevketmiş,rahatlatmış, en azından televizyonlardan cuma namazını naklen ve huşu içerisinde izlememize engel olamamıştır…

Koronadan kurtuluşun miladi olarak AVM’lerin açılması ile tarihe geçme şansını Beykoz’umuzda bir AVM’miz olmadığından kaçırmış olduğumuza sevinsek mi üzülsek mi bilemedik…

Ama boydan boya sahilimizde yürüyememenin ne demek olduğunu da, mantığımızı zorlayarak anlamaya çalışıyoruz...

Yine de umutla bakıyoruz geleceğe...

Kapanan fabrikaların yerine, kaybettiğimiz istihdamı, turizmle kapatacak olmamızın yerel yöneticilerimiz tarafından sayfalarında paylaşılması ise yüreğimize su serpti bu sıkıntılı süreçte...

Bu arada işsizlikten kurtulma duası da var ayni sitede…

20 TL’ye

Goy goy bi yana, mesleki okullarımız ve halk eğitimin maske üretimi yapması ise alkışlanmadan geçilmeyecek bir hizmet olarak, Beykozluların gönlünde her daim yer alacaktır...

Bütün siyasi partilerimizin ilçe örgütlerinin ve yöre derneklerimizden de bazılarının bu sıkıntılı süreçte ihtiyaç sahiplerine el uzatmaları, karınca kararınca yardım etmeleri de bu ilçe halkının yeri geldiğinde siyaseti bir kenara bırakabileceğinin ispatı olmuş, Ümraniye’deki gibi bir siyasi müptezelin, bizim siyasilerimizin içinden çıkmaması bizleri daha da birbirimize yaklaştırmıştır…

Büyükşehir Belediyesi’nin Beykoz’umuzun köylerinde ücretsiz ve mahsül alım garantili fide dağıtımı, bu virüslü günlerde kadayıfın üstüne kaymak gibi geldi…

İşin güzel tarafı bizim virüsler bile kovuğuna çekildiler…

Zıplayan çekirgelerimiz, angutlarımız, hacı fışfışlarımız, kenelerimiz sessizliğe büründü, bu yolda hızlı adımlarla yürüyen bir parazitin sosyal medyasında sağdan soldan sayması, Eyvah diyerek boyundan büyük işlere el atmaya çalışmasını saymazsak, asayiş berkemaldir diyebiliriz Beykoz’umuzda…

 Ne mutlu bize ki Beykozluyuz...

***********************

Sardı bizi virüsler

Boş kaldı otobüsler

Cümbür cemaat evdeyiz

Hani benim ekmeğim nerde…



Aşı bulunmazsa eğer

Bu virüs herkese değer

Madem her şey yolunda

Hani benim ekmeğim nerde…



Ramazan geldi gitti

Bedava maske de bitti

Fide diktik, hıyar çıktı

Hani benim ekmeğim nerde…

- - - -