Kader…

Kahpe kader…

Çokça kullanırız bu kelimeyi günlük yaşantımızda, ister istemez...

İsim olarak da verir analar babalar çocuklarına...

Kız çocuklarına da verilir, erkek çocukluklarına da Kader ismi…

Tercih meselesi, güzel isim vesselam…

...

Ama Kader kelimesinin başına kahpe kelimesini koyarsak; işi, yüklemi değişir cümlenin...

Kahpe Kader...

Mesela vatandaşın biri emlak vergisini ödemek için belediyeye gitse, oracıkta kalp krizi geçirse, vefat etse… Kaderi buymuş deriz…

Ama o belediyenin merdivenlerinde ayağı takılıp, tepe taklak yuvarlanıp, kafa üstü düşse, kahpe kader deriz… Mahkemelik olur bunun sonu…

Kader baskaaaa, kahpe kader başka...

....

Beykoz…

Beykoz’um...

Güzel Beykoz’um...

...

Kahpe kader sadece insanlar için değil, kurumlar için de kullanılır günlük yaşamda…

113 senelik Beykoz Spor Kulübü’müzün şanla, şöhretle, başarılarla dolu tarihini öğrendikçe, şu andaki son halini görüp mukayese ettiğimizde, kahpe kader ifadesini çok rahatlıkla ama üzüntüyle yazmak, dile getirmek yanlış olmasa gerek…

Ve Güzel Beykoz’umuzun bu günkü halleri…

Yüzyıllarla anlatılan, üzerinde onlarca devletin hüküm sürdüğü, tarihi hep güzelliklerle dolu, güzel Beykoz um…

Yakın tarihinde, sokakları cıvıl cıvıl, On Çesmeleri şırıl şırıl akan Beykoz’um.

Mukayeseyi, tarihle de yapsak, yönetenler arasında da yapsak yine kahpe kader diyebiliriz su andaki halimize…

Ölü şehir gibi, aksam karanlığıyla sessizliğe bürünen sokaklar…

Uyuşturucunun mahalle aralarına kadar girdiği…

Hırsızlığın had safhaya ulaştığı…

Yolsuzluğun kitapçık haline getirilip, halka dağıtıldığı…

İcra dosyalarının tepe tepe olduğu…

Mahkeme kapılarında kuyrukların oluştuğu…

Yıllardır imar problemini çözememiş, ama her gecen gün fakir fukaranın terk edip, zenginlerin parsel parsel satın aldığı Karlı Tepe’nin, Kârlı Tepe diye adlandırıldığı, zor şartlarda mücadele eden yerel basınının ayaklar altında ezilmeye çalışıldığı, güzel Beykoz’um...

Bu kahpe kader değil de nedir?

....

Metro gelecek dediler
Bisiklete bindirdiler
Teleferiği bekler iken
Kültür merkezi de gitti…


Sandal gitti, tekne geldi
Kalkan bitti, ithal geldi
Millet yardım beklerken
İcralardan evrak geldi…


Yolsuzluklar kitap oldu
Çaylar beş lira oldu
Hayaldi gerçek oldu


Al sana kahpe kader…