Son günlerde Hükümete yakınlığıyla bilinen kanallarda, Beykoz Riva Deresi'nin durumu gündeme getiriliyor ve derenin simsiyah aktığı iddia ediliyor. CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise Riva ile ilgili konuda topu AK Partiye atarak, "Siz 25 yıldır neredeydiniz?" diye soruyor. Sonuçta ise filler tepişirken, olan çimenlere oluyor ve Riva Deresi yakınında yaşayan Beykozlu, kötü kokulu bir dereyle burun buruna yaşamak zorunda bırakılıyor. Beykoz Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör, enine boyuna araştırdığı Riva Deresi konusuyla ilgili olarak, ortaya çıkan sonucu 4 sözcükle özetliyor: "Riva Deresi Allah'a Emanet!"

HAMZAÇEBİ, BEYKOZ GÜNDEM'E KONUŞTU: "RİVA DERESİ KONUSUNUN TAKİPÇİSİYİM!"

Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör, 2015 yılında CHP'li Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi tarafından Meclis'te Riva Deresi için önerilen "Araştırma Komisyonu kurulsun" teklifinin reddedilmesi konusunda şunları söylüyor:

"Sayın Vekilimiz Mehmet Akif Hamzaçebi ile görüştük ve 5 yıl önce dile getirdiği Riva konusunu konuştuk. Kendisi bu konunun bugün bile son derece önemli olduğunu söyledi. Üstelik aradan 5 yıl geçmesine rağmen özellikle teknik konuda hâlâ bilgi sahibi olması da konuyla ne kadar alâkadar olduğunu ispatladı. Sayın Hamzaçebi, İSKİ Müdürü ile görüştüğünü ve Ali Bahadır Köyü'nde yeni yapılan Arıtma Tesisi hakkında bilgi aldığını ve konunun da takipçisi olduğunu, kararlılığını vurguluyor. Tüm bu yaşanılanlar hem Sayın Hamzaçebi hem de Beykozlular için pek kıymetli. Peki, yeterli mi?

Bundan 5 yıl önce Sayın Hamzaçebi bir dilekçe ile Meclis'e teklif sunuyor. Burada ise diğer adı Çayağzı olan Riva Deresi'nin 2005 yılından bu yana hızla kirlendiğini; bitki ve balık türlerinin yanısıra endemik türlerin de nüfus yoğunluğunun azaldığına dikkat çekiyor. Bu noktada da 2009 yılında İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonunun bölgede incelemeler yaptığını hatırlatıyor ve Riva Deresi'ndeki kirliliğin tespiti ila doğaya verdiği zararın araştırılması için bir komisyon kurulmasını teklif ediyor."

İL GENEL MECLİSLERİ KAPANINCA KÖYLER SAHİPSİZ Mİ KALDI?

Sayın Milletvekili Hamzaçebi'nin TBMM'ye verdiği teklifte adı geçen İl Genel Meclis Üyeleri'nden birisi de CHP'li İlyas Yılmaz'dır. Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör, İl Genel Meclisi eski Üyesi İlyas Yılmaz ile de konuşuyor ve şu izlenimleri ediniyor:

"Sayın İlyas Yılmaz, Beykoz'un çok yakından tanıdığı bir isim... Kendisiyle Riva Deresi konusunu konuşmak ise insanı son derece zorluyor. Çünkü İlyas Yılmaz, Sayın Hamzaçebi'ye de Beykoz'un Göllü, Öğümce ve Bozhane Köyleri ile ilgili ayrıntılı raporu veren kişinin ta kendisi... Üstelik, Beykoz'da yaşamaya devam ettiği için bu köylerle ve köylülerle sıcak teması halinde, artık İl Genel Meclis Üyesi olamamanın verdiği çaresizliği de kendisini üzüyor. İlyas Yılmaz, bu köylere artık ve ancak duyarlı bir vatandaş kadar sahip çıkabiliyor. Oysa bir zamanlar kendisi gibi duyarlı pek çok kişiden oluşan İl Genel Meclis Üyeleri, kurumsal olarak ele aldıkları bu gibi sorunlarda, daha kapsamlı çözümler üretebiliyorlardı. Anlaşılan o ki, İl Genel Meclis'in kapatılmasının ardından köyler de sahipsiz bırakılmış olmanın sancısını yaşıyor."

BEYKOZ BELEDİYESİ DE RİVAYI TAKİP EDİYOR AMA...

Halen İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi olan AK Partili Sadullah Kabahasanoğlu'nun Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'ın Riva'daki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve İSKİ'ye bu anlamda çağrıda bulunmasını da değerlendiren Ferdi Güngör, Beykoz Belediyesi'nin etkisi ve katkısı konusunu da şu şekilde yorumluyor:

"Sayın Kabahasanoğlu'nu Meclis konuşmaları sırasında bir çok kez takip ettim. Elbette siyaset yapması ve mensubu olduğu partinin ve temsilcilerinin sözcülüğünü üstlenmesi çok doğal. Ancak Sayın Kabahasanoğlu'nun gözardı ettiği bir durum var: Kendisi iyi bir hatip ve aslında partilerüstü bir duruş sergilemeye de hem zekâ hem genel kültürü itibariyle çok müsait. Sayın Kabahasanoğlu, Riva Deresi'nin taşkınlarla ilgili kısmın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Beykoz Belediyesi'ne devredildiğini vurguluyor; Dere çevresinin güzelleştirilmesi ile ilgili bir proje yürüttüklerini aktarıyor  ve Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da konuyla ilgili yakın takipte olduğunu bildiriyor. Buna ek olarak da Riva Deresi'nin temizliğinin İBB ve İSKİ'nin sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak, topu İBB'ye atıyor. Özetle, 'Siz dereyi temizleyin, biz etrafını güzelleştirelim' diyor. Peki, bu güzel konuşmanın, Riva Deresi'nde yıllardır süregelen kirlilik sorununa doğrudan ve doyurucu bir katkısı oluyor mu? Buna bakmak gerekiyor".

TARTIŞMALARA İBB ve BEYKOZ BELEDİYE MECLİS ÜYESİ CEMAL SATALOĞLU DA KATILIYOR

Riva Deresi konusunda yaşanan krizde İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu da bir açıklama yapıyor ve Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:

"Sayın Cemal Sataloğlu da Riva Deresi tartışmalarına katılıyor ve Mehmet Akif Hamzaçebi'nin 2015 yılında TBMM'ye taşıdığı teklifin kabul edilmemesini eleştirerek, 'Önergeyi TBMM'de kabul etmeyin, İSKİ'de yatırımların devam etmesini adına borçlanma yetkisi istendiğinde 'Hayır!' deyin, 25 yıl boyunca Riva'da kirliliği sadece izleyin, sonra dönüp 1 yılı yeni dolan İBB'yi suçlayın; üstüne bir de DSİ ve Çevre Şehircilik Bakanlığı ne iş yapar, bu kurumları da unutturun; sonra da siyaset yapın' diyor. Belki kendi açısından doğru da söylüyor ama bu açıklamalar da Beykozlunun Riva Deresi konusunda içini rahatlatmaya yetmiyor."

NE YAPILMASI GEREKİYOR? RİVA DERESİ NASIL KURTULUR?

Tüm bu gelişmelerin ışığında Beykozlunun Riva Deresi konusunda bir çözüm beklediğine işaret eden Beykoz Gündem Genel Yayın Yönetmeni Ferdi Güngör, çözüm yolu olarak ise şunları dile getiriyor:

"Beykoz, siyasi partilerin çok da büyük beklentilerinin olmadığı ve olmayacağı bir yer ne yazık ki... Nüfusu 250 bini aşamayan Beykoz, ne AK Parti ne de CHP için 'oy deposu' olarak bakılmayan bir yer... Doğrusu, bu AK Parti-CHP çekişmesi olmasa Hükümete yakın haber kanallarının da pek ilgisini çekmeyen bir yer... Ancak Beykoz, içinde yaşayan biz 250 bin insan için bir yurt demek; hatta ciğerlerini cam ve kundura fabrikalarında tüketen bir neslin çocukları-torunları için bir cennet demek...

Beykoz ile ilgili özellikle de Riva gibi ünü ve uzunluğu Beykoz'u da aşan bir Dere ile ilgili öncelikle siyseti bir kenara bırakmak gerekiyor. Siyasetçileri de bu siyaseti yapmaktan uzaklaştırmak gerekiyor. Bizim asıl derdimiz AK Parti ya da CHP olmamalı... Zaten Beykozlu iyi bilir; tepede büyük laflar edilse bile tabanda biz Beykoz'da partisiz bir hayat sürmekteyizdir. Özellikle iyi niyet ve dostlukta birleşen pek çok Beykozlu için AK Partinin-CHP'nin adı yoktur. Biz bu işi elbirliğiyle çözebiliriz. Nasıl mı?

DOĞAL ARITIM RİVA'DA MÜMKÜN MÜ?

Öncelikle İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nu beraberinde Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın ile ve aynı zamanda İBB Meclis Üyeleri de olan Sadullah Kabahasanoğlu'yla Cemal Sataloğlu'yla birlikte Öğümce'de Göllü'de Bozhane'de ağırlamalıyız. Bizlere 365 günün 1 gününü vermeliler. Burada yaşayan vatandaşlarımız, heyeti ağırlarken, durumla ilgili görüş alış verişi içine girebilmeli. Buradaki durumu en iyi köylüler biliyor çünkü... Bizler ne yazık ki, Gazi Mustafa Kemal'in 'Köylü Milletin Efendisidir' sözünün anlamını unutuyoruz ya da yeterince kavrayamıyoruz. Elbette İSKİ'nin İBB'nin ya da Devlet Su İşleri'nin Mühendisleri çok kıymetli. Ancak bizim Beykozlu Köylümüz de Atatürk'ün dediği gibi milletin efendisi... Bizim köylümüz cahil değil; Riva Deresi konusunda yaşayarak öğreneni... Siyasi amaçlardan ve çıkarlardan uzakta bir toplantı, zaten sorunun çözümü için dev bir adım demektir.

Sonrasında Sevgili İlyas Yılmaz'a kulak vermeli... İlyas Yılmaz'ın dediğine göre, Bursa ve Kayseri'de yine zamanın İl Genel Meclis Üyeleri eliyle bu arıtma tesislerine alternatif olarak 'Doğal Arıtma' alanları oluşturulmuş. Bildiğiniz 'sazlık' ekiliyor ve arıtım bu şekilde doğal yollarla sağlanıyor. Bu konu araştırılmalı çünkü Çin ve ABD'de arıtma tesisi yerine bu doğal arıtma yönteminin benimsendiği bilgisi veriliyor. Haksızlık etmeyelim İlyas Yılmaz'ın yanı sıra zamanın İl Genel Meclis Üyeleri olarak Taşkın Uysal ve Süleyman Bozdemir'in de emekleri bulunuyor.

Neticede Riva Deresi için şimdilik "Allah'a Emanet" görünüm, eğer toplumsal bilinç ve şuurla hareket edilirse, birkaç seneye kalmaz gerçek bir cennetin, pırıl pırıl bir derenin bizi beklediğini fısıldıyor. Dolayısıyla haydi, şimdi harekete geçme zamanıdır".