Türkiye 81 il, 957 ilçeden oluşuyor. Türkiye'de en fazla ilçeye sahip il ise 39 ilçe ile İstanbul'dur. Medeniyetlere başkentlik yapmış bir dünya şehri. Bu şehrin en güzel yerlerinden biri Boğaziçi ve onun bir parçası olan Beykoz’dur. Hatta Ahmet Mithat Efendi'ye göre, İstanbul'un en güzel yeri Beykoz'du. Bunu da mısralarında şu şekilde dile getirmişti; “Dünyanın en güzel şehri İstanbul, İstanbul'un en güzel yeri Beykoz, Beykoz'un en güzel yeri benim yalımın olduğu yerdir.”

Şairlere ilham kaynağı olmuş, İstanbul'un kalabalık ve gürültüsünden kaçılabilecek tek ilçe olmuştur.

Beykozlular, Beykoz'u hiçbir zaman bir ilçe olarak kabul etmedi. Hatta Beykoz'u anlat dediklerinde; "Beykoz; küçük bir kasaba, herkesin birbirini tanıdığı bir yer, Kavacık'ta konuşulanın Alibahadır'da duyulacağı küçük bir köy" olarak anlatırlar.

Evet şairlere, sanatçılara ilham kaynağı olan Beykoz'un turizme kazandırılması için neler yapılabilir aklımın yettiği kadar yazacağım.

Evet, Beykoz, Beykozluların da anlattığı gibi küçük bir kasabadır.

Beykoz, İstanbul'un en değerli ve en huzurlu ilçelerinden biridir. İshakağa'dan, Beykoz'a hala içinde yaşam sürdürülen ve yalılarıyla, köşkleriyle, tarihi evleriyle, konaklama yeri varlıklı bir ilçe olmanın kanıtıdır.

Beykoz, İstanbul’da Osmanlı’nın fethettiği ilk yer olması; Sultan Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadoluhisarı ile fethin müjdeleyicisi; Göksu, Küçüksu, Akbaba, İncirköy, Beykoz Çayırı ile İstanbul’un mesiregahı olan bir belde. Sinesinde Yuşa Hazretleri başta olmak üzere kadim Beykozlulara ebedi istirahatgah olan bir belde. 600 yıllık geleneklerini sürdüren Öğümce ve Kılıçlı Köylerimiz bile yerinde duruyor. Beykoz, tarihi geçmişiyle önemli bir yere sahip nadir ilçelerden birisidir. 

Beykoz'da seçilmiş ve atanmış ilçe yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ve kanaat önderleri Beykoz'un “turizm cazibe merkezi” olmasını istiyor; olabileceğine inanıyorlar ama hiç kimsede bir fikir vermiyor, elini taşın altına koymuyor.

Beykoz turizm merkezi olmalı!

Beykoz'da yaşayan herkesin tek bir ağızdan söylediği bir kaç şey vardır. "İmar ve İstihdam" Bu konuyla alakalı çalışmalar yapılsa da Beykoz için yeterli olmadı. 31 Mart Yerel Seçimleri'nde AK Parti'nin adayı Murat Aydın, Beykoz'un bu makus talihinde kurtarabilir.

Yabancı turistlerin genel olarak; Anadoluhisarı, Anadolukavak'ı ve Polonezköy'ü tercih etmektedir. Turistlerin 3 mahalleyi tercih ediyor olmasının sebebi ise bu bölgelerde alkol satışının serbest olmasıdır. Beykoz'da turizm geliştirilecek ve amaç sadece yerli turist değilse alkollü mekanların da sahil kesimlerinde kurulması sağlanmalıdır. 

Beykoz'da 3 fabrika vardı. Eğer bu fabrikalar kapanmasaydı Beykoz'da işsizlik sorunu olmazdı diyen kesim ise sanırım yüzde 99'a yakındır. Evet, sonuna kadar haklısınız. Fabrika varsa kuşaktan kuşağa iş imkanı sağlanır, işsiz kalınmaz. Tabi çok tembel değilseniz. 

Beykoz'da yapılan 3 fabrikaya baktığımız zaman 3'ü de deniz kenarında yani Beykoz'un en güzel yerlerine kurulmuşlardı. Biraz düşündükten sonra bu fabrikaların deniz kenarında yapılmasının tek sebebinin, o zamanlarda yollar çok kötüydü, ulaşım hiç yok denilecek kadar azdı.. Ee geriye ne kalıyor; vapur seferleri... Evet fabrikada çalışanlar vapur seferlerini kullanıyor, işe gidiş- gelişlerini deniz üzerinden gerçekleştiriyordu. 21. Yüzyıl içerisindeyiz ve dünyanın gelişmiş ülkelerin hiçbirinde deniz kenarında fabrika yoktu.

Beykoz ilçesi turizm merkezi ilan edildi. Bacalı sanayi kaldırıldı ve istihdam azaldı. Peki Beykoz'da istihdam nasıl sağlanacak, böyle mi devam edecek?

Beykoz'un tarihi birikimi önemli ama, “Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz!” Dünün birikimlerinden yararlanacağız ama, asıl önemli olan geleceği inşa edebilmekte... Bu yüzden dolayı turizm konusunda Beykoz'u geliştirmeliyiz. 

Beykoz'da turizm konusunda neler yapılabilinir?

1. Dini Turizm (inanç turizmi)

Beykoz'da inanç turizmini geliştirelebiliriz. Anadoluhisarı Namazgahı, Beykoz Merkez'den Şahinkaya yokuşuna çıkarken sağda gördüğünüz Meryemzade Cami İstanbul'un ilk mescidir. Akbaba'da bulunan Akbaba Sultan Türbesi, Ortaçeşme'de bulunan Uzun Evliya Türbesi,  Dereseki'de bulunan Kırklar Sultan Türbesi ve Anadolukavak'ına bağlı olan Hz. Yüşa kabristannlığı inanç turizmi açısından önemlidir.

Bunlarla ilgili kısa bir belgesel yapılıp, sosyal medya üzerinden reklamlar yapılabilinir. İstanbul'da bulunan belediyeleri, Ramazan Aylarında sadece Hz. Yuşa'ya gelmemelerini, diğer dini bölgelerin de gezilmesi açısından bilgilendirmelidirler.

Gayrimüslümlerle ilgil ise Beykoz'da 1776 yılında inşaa edilen Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi, İstanbul’daki kiliselerin içinde kutsal sofrası sedeften olan tek kilisedir. Polonezköy'de bulunan Czestochova Meryem Ana Kilisesi, 1894 yılında Paşabahçe'de yapılan Ayios Costantinos Ve Ayia Eleni Rum Ortodoks Kilisesi,  Anadoluhisarı'nda yeşil alan içerisinde bulunan Göksu Ayazması 1870'li yıllarda yapılmış. Patrikhane; Eylül ayının sekizinci gününü takip eden ilk pazar, burası Rum Ortodoksları kütle halinde uğrağı olurdu... Kaynaklardan fışkıran sular Bizanslılarca kutsal sayılıyor, bu sulardan içenlerin hastalıklardan kurtulduğuna, günahlarından arındığına inanılıyordu.  

Buraların tarihi bilgileri detaylı şekilde araştırılıp gayrimüslümlerin derneklerine bilgiler verilmeli ve bu inanç turizmine katkıda bulunmalarını sağlayabiliriz. 

2. Otel sayısını arttırmak ve Turizm lisesi

Yabancı turistlerin Beykoz'a kitleler halinde gelmesini beklemek şuan için abartılı bir değerlendime olabilir. Yabancı turistlerin kitleler halinde nerelere ve niçin geldikleri belli. Beykoz'un hızlı bir gelişme gösteren yerli turistin ihtiyaçlarına yönelmeliyiz. Bir numaralı sorun uygun otel altyapısının oluşturmaktır. Kavacık gibi bir bölgede üç adet otel bulunmaktadır. Beykoz'da oteller lüks değil, kaliteli otel yatırımı yapmalıyız. Otel arzı yeterli olmadan, konaklama gün sayısını artırmadan turizmi yeterli düzeye çıkarmamız mümkün değildir. Beykoz'a turist geliyor olsa bile kaliteli ve fiyatı uygun kalacak otel bulamadığı için civar ilçelerde konaklamayı tercih ediyor.

Beykoz'un kapanan fabrikalarından birisi olan Tekel Fabrikası yerine yapılacak olan otel ve marina ile birlikte, gelecek nesilin istihdam sorununu da ortadan kaldıracak projeler yapılmalıdır.

Beykoz'un turizm ilçesi ilan edilmesinden sonra Turizme yönelik herhangi bir çalışma yapılmadı. Bunun için öncelik eğitimden geçmektedir. Gelecek nesillerin işsiz kalmaması ve meslek edinmesi açısından Turizm ve Otelcilik Lisesi en kısa zamanda açılmalıdır. Bu okullardan mezun olacak öğrenciler, yapılacak olan uygulama oteliyle birlikte aldıkları eğitim ve öğretimi teoride de gerçekleştirip, sivil hayatlarında bir meslek sahibi olacaklardır.

Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi okulunda aldıkları "güverte, motor vs" eğitimleri alan öğrencilerde marina da iş imkanı sağlayabilir.

3. Müze kurulmalı

"Beykoz'da müze var mı?" sorusunu sorsak sanırım hep bir ağızdan YOK deriz.

Balık türleri, deniz canlıları, kabuklardan oluşan birbirinden ilginç 3 bin 800 parça ürünün sergilendiği, Türkiye’nin ilk denizcilik müzesi olarak Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi'nde kurulan “Denizcilik ve Su Ürünleri Müzesi” bulunmaktadır. Bu müzenin deniz ile bütünleşmesi ve Belediye'nin karşısında bulunan Beytaş'ın olduğu alanda bu müzeye ait bir yer kurulmalı ve görmek isteyenlere sergilenmelidir. Şuan bulunduğu konum itibariyle okul olduğu için ziyaretçisi çok az olmaktadır. Okulda okuyan öğrencilerin bile ziyaret etmediği müzenin sadece ismi vardır.

Çengeldere Mahallesi'nde bulunan Çağlar Boyu Aydınlatma Isıtma Koleksiyonları Müzesi,  ülkemizde ilk ve tek olan müze, 2 bini aşkın önemli parçaya sahiplik yapmaktadır. 1867’de İngiltere’de yapılan ilk şofben, meşale ve kandiller, farklı şamdan çeşitleri, gazyağı, kolza yağı, ispirto, benzin, karpit ve çeşitli bitkisel yağlardan oluşan araçlar, 6 ile 10 bin yıllık geçmişi olan buğdayın ekmek haline getirilmesini anlatan araçlar, dini simgeler, bulunan ilk matkap ve günümüze kadar kullanılan matkaplar, su terazisi daha birçok tarihi icatlara ait örnekler… Müzenin destek alamaması durumundan dolayı genelde kapalı oluyor. Bu müzenin de belediye tarafından desteklenip merkezi bir yere alınması gerekmektedir.

4. Bal mumu heykeli

Beykoz'da doğmuş, büyümüş, yaşamış önemli insanlar bulunmaktaydı. Bu isimleri bir müzede toplamalı ve bal mumu heykelleri yapılmalıdır. Bu isimler kimler olabilir?

"Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıd, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Beykozspor'un kurucusu, ünlü edebiyatçı Ahmet Mithat Efendi, Türk şiirinde yeni bir akım başlatan Orhan Veli Kanık, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa, İmam Muhammed Osman Akfırat, Beykozspor ile özdeşen İbrahim Kelle, Türk sinemasının sevilen ismi Sadri Alışık, Kanlıca ile özdeşen Sezen Aksu, Beykoz'un ilk belediye başkanı Ali Zengin, Beykoz'da önemli bir iş adamı olan İsmet Acar'ın bal mumu heykelleri yapılabilir.

İyi bir müze, turistlerin uğrama noktasında karar değişikliğine sebep oluyor. Bu yüzden dolayı müze turizm açısından önem arzediyor. 

5. Ekoturizm

Ekoturizm; çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahattir. Turizm pazarında, doğaya dayalı turizm olarak tarif edilen ekoturizm, sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmektedir.

Beykoz, ekoturizmine en uygun bir ilçedir. Yeşili ve denizlerle çevrili olan, dünyadaki bütün kuş türlerinin dinlenme ve kuluçka merkezi olan bir yere sahibiz. Ekoturizme yönelik neler yapabiliriz diyecek olursak; Yaban hayatı gözetleme ve fotoğrafçılığa ilgi hergeçen gün daha da artıyor. Beykoz'da kuş gözetleme ve fotoğraf çekimi gerçekleştirmek için yaklaşık 5 bin turist gelmektedir. Fakat bu turistler, kuş gözetleme kulesi kullanmadan bu işlemi gerçekleştirmektedir. Bu yüzden dolayı Beykoz'un bazı noktalarına kuş gözetleme kulesi yapılabilir. 

Beykoz'un köylerinde köy turizmi gerçekleştirilebiliriz. Dünyada turizm anlayışı değişmektedir. Turistler eskisi gibi deniz, kum ve güneşi değil, doğayı tercih ediyor olmaları köy turizmini canlandırmak için geçerli bir sebeptir.  Bu yüzden dolayı Beykoz'un köylerinden bir tanesini pilot bölge ilan edip, o köyün evlerinin doğasını bozmadan yada doğaya uygun evler inşaa etmeliyiz. Sonrasında ise bahçesinde domatesi, biberi, patlicanı, fasülyesi, karpuzu vs vs. yetiştirmeli ve turistlere doğal olanı yaşama imkanı vermeliyiz. Günümüzde hobi bahçesi olarak yapılan çalışmalar şahıslara özgü olduğu için savunduğum bir proje olmamıştır. Bu evlerin satışı da airbnb sistemini kullanarak yapılabilinir. Hatta bu evleri ben olsam HOBİT evleri gibi tasarlardım. Kocaeli Kartepe'de bunu gerçekleştirdiler, örnek alınabilir.

6. Deniz turizmi

Beykoz, sahil şeridi en uzun ilçe olma özelliğini de taşımaktadır. Deniz turizmi deyince; "Bodrum, Antalya, Fethiye, Kuşadası, Marmaris" akla gelmektedir. Üsküdar Belediyesi deniz turizmini ise Belediye olarak, sahil şeridindeki yalıları tanıtarak ücretsiz gezi düzenlemektedir. Beykoz 109 yalı ile Sarıyer'den sonra en fazla yalıya sahiptir. 

Anadoluhisarı yada Kanlıca'dan başlatılacak olan deniz turizmi ile birlikte turistlerin önce Küçüksu plajında denize girilmesi sağlanılacak. Tabi öncelikle buranın eskisi gibi denize girilebilir şekile getirilmesi gerekmektedir. Küçüksu turu sonrasında Kanlıca'da dinlenme ve gezi programı organize edilecek. Kanlıca'nın yoğurdu meşhur ama yoğurt üretimi yapılan bir alan yoktur. Bu yüzden dolayı gelen turistlere yoğurdun nasıl yapılacağını gösteren bir yer yapılmalı ve turistler buraya getirilmelidir.

Kanlıca'da biten gezi sonrası Burunbahçe'de eskiden girilen plajın da düzenlenmesi ve öğlen yemeği molası verilmelidir. Buradaki turistler İBB tesisi olan Beltur'da yemeklerini yiyecekler. 

Yalıköy'de bulunan Mecidiye Kasrı'nın olduğu alan çok temiz ve güzel hale getirildi bu alanda da denize girme aktivitesi gerçekleştirilecek.

Mecidiye Kasrı'ndan sonra ise Poyrazköy ve Anadolufeneri'nde denize girilme ve geriye dönüşte ise Anadolukavak'ında akşam yemeği programı ile son bulacak bir deniz turizmi gerçekleştirilebilinir.

Riva ve Göksu deresinde gondol ile turda gerçekleştirilebilir. Riva ve Poyrazköy kumsallarının daha temiz hale getirilmesi sağlanmalıdır.

7. Cam turizmi

1738 yılında Mehmet Efendi'nin Venedik'te aldığı eğitim sonrası Beykoz'da başlattığı cam işi ile yıllarca Beykozlular bu işten ekmek yedi. Beykoz'un 3'te 1'i neredeyse cam sanatı ile uğraşmaktaydı. Fabrika kapandıktan sonra cam işini "Yılmaz Güzeci, Yılmaz Yalçınkaya, Özcan Yücel" gibi isimler ayakta tutmaya çalışmaktadır.

Paşabahçe Cam Fabrikası, kurulduğu semtin adını kendine marka edinmiş ve bir dünya markası olmuştur. Fabrika kapandıktan sonra ise işletmeciler, Beykoz Cam olarak kendi markalarını ayakta tutmaya çalışmaktadır. Fakat eksiklikleri ise ne İstanbul'a, ne de Türkiye'ye bu markayı tanıtabildiler. Hatta bir çok kişi Paşabahçe Camı'nın bir semt isminden aldığını bile bilmiyordur. 

Beykoz Camı'nın markalaşma çalışması ve turizme katkısı nasıl sağlanabilir. Yılmaz Yalçınkaya, Öğümce Köyü'nde bu işlemi bir nebze olsun gerçekleştirmektedir. Yalçınkaya, Öğümce Köyü'nde turistleri ağırlıyor, burada cam işçiliğini öğretiyor ve ürünlerini satışa sunuyor.

Yılmaz Güzeci'nin ise Cam Köy projesi var. Eğer ki eski cam fabrikasının olduğu alana bu Cam Köyü yapılırsa hem Beykoz'da istihdama katkı sağlayacak, hem de turizm açısından büyük bir katma değer olacaktır.

Reklam, tanıtım ve tutundurmada klasik yöntemlerin etkisinden çok, “tavsiyeler” etkili oluyor. Özellikle sosyal medyada ve yüzyüze ilişkilerde arkadaş tavsiyeleri iç turizmin yoğunlaşmasını önemli ölçüde belirliyor.

İlçeyi gezmek isteyenlere göre alternatifli turların sunulması için merkezi bir örgütlenmenin “dinamik tanıtım sitelerini” yönlendirmesi gerekir. Yurtiçi gezi yapanlar “günü nasıl geçireceğinin” alternatifli programlarını arıyor; kendine uygun olanı seçiyor.

Özetleyerek aktardığımız saptamaları ilçe ölçeğinde tartışarak herilçenin kendine özgü  özelliklerini, değerlerini, kaynaklarını dikkate alarak önceliklerini belirlemeliyiz. Bir başka şeye daha ihtiyaç var:

Yerel ve ulusal medya olanaklarını iyi değerlendirerek, Beykozla ilgili gelişmeleri sürekli canlı tutarak zihinlere yerleştirmeye çalışmak...

- - - - -